GÜNDEM
Yasin Ekrem Serim: Türkiye ve KKTC her konuda komşularıyla yapıcı iş birliğine hazır
Published
5 saat agoon
By
dikdurusTürkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla düzenlenen resepsiyonda yaptığı konuşmada, “Türkiye ve KKTC her konuda komşularıyla yapıcı iş birliğine hazır” ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’nde, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle resepsiyon düzenlendi.
Resepsiyona Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Başbakan Ünal Üstel, Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sebahattin Kılınç, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral İlker Görgülü, Ana Muhalefet Partisi Başkanı Tufan Erhürman, bazı bakanlar, bazı milletvekilleri, askeri erkan, kurum ve kuruluş temsilcileri ile davetliler katıldı.
Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim ve eşi, Büyükelçilik 1. Müsteşarı Zerrin Kandemir, Büyükelçilik Askeri Ataşesi Albay Hüseyin Güder ve eşi konukları girişte karşılayarak, tebrik kabul etti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dış temsilciliklere yolladığı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na ilişkin mesajın okunmasıyla başlayan resepsiyon, Büyükelçi Serim’in konuşmasıyla devam etti.
SERİM: “TÜRKİYE VE KKTC HER KONUDA KOMŞULARIYLA YAPICI İŞ BİRLİĞİNE HAZIR”
Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim resepsiyonda yaptığı konuşmada uluslararası toplumu KKTC’yi tanımaya; diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet etti. Türkiye ve KKTC’nin her konuda komşularıyla yapıcı iş birliğine hazır olduğunu kaydeden Serim, komşularından da aynı yapıcı yaklaşımı göstermelerini beklediklerini söyledi.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ, İKİNCİ YÜZYILINDA DA YÜKSELMEYE DEVAM EDECEK”
Serim, bugün geleceğin teminatı, bağımsızlığın sembolü Cumhuriyet’in kuruluşunun 101. yıl dönümünü kutlamanın haklı gururunu yaşadıklarını kaydetti.
Cumhuriyet’in kuruluşuna varan kurtuluş mücadelesinde, yediden yetmişe kenetlenen, tek yürek, tek yumruk olan milletin, bugün de birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde geleceğini inşa ettiğini söyleyen Serim, Cumhuriyet’e hayat veren adanmışlığın geçmişte olduğu gibi bugün de aynı inançla devam ettiğini vurguladı.
Türk milletinin dişiyle, tırnağıyla, tüm ruhuyla verdiği milli mücadeleyi taçlandıran Cumhuriyet’in yaşanılan onca badireye , onca saldırıya rağmen ikinci yüzyılına eriştiğine işaret eden Serim, Türkiye’nin ikinci yüzyılında da yükselmeye devam edeceğini belirtti.
“Türkiye Yüzyılı”nın ülkeyi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritası, huzurun, istikbalin, güvenin, istikrarın, şefkatin, iletişimin, haklının, değerlerin, verimliliğin ve barışın manifestosu olduğunu söyleyen Büyükelçi Serim, bu vizyon etrafında kenetlenildiği ve çalışıldığı takdirde, ikinci yüzyılın “Türkiye Yüzyılı” olacağına, ve bu gerçeğin tüm dünya tarafından tasdik ve takdir edileceğine şüphe olmadığını ifade etti.
“KKTC’NİN ULUSLARARASI TOPLUMDA HAK ETTİĞİ YERİNİ ALMASI İÇİN DESTEĞİMİZ BAKİDİR”
“Türkiye, her zaman olduğu gibi, hak ve eşitlik mücadelesinde Kıbrıs Türk halkının yanında yer almaya; bu mücadelenin en anlamlı eseri KKTC devletinin daha da güçlenerek yoluna devam etmesine katkı sağlamaya devam etmektedir.” diyen Serim, “Türkiye Yüzyılı”nın şüphesiz Kıbrıs Türkü’nün de yüzyılı olacağını kaydetti.
KKTC’nin müreffeh bir devlet olarak uluslararası toplumda hak ettiği yerini alması için desteklerinin baki olduğuna vurgu yapan Serim, Ada’daki gerçeklere gözlerini kapamayan herkesin Ada’da iki ayrı devlet, iki ayrı halk olduğunu kabul ettiğini, Birleşmiş Milletler’in de federasyon modeline dair ortak zemin olmadığını artık resmen kayda geçirdiğini belirtti.
Serim, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin kabulü ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesinin, adada kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümün ve dolayısıyla Doğu Akdeniz’deki istikrarın anahtarı olacağına işaret ederek, şunları söyledi:
“Bu çerçevede, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın defaatle vurguladıkları üzere; uluslararası toplumu KKTC’yi tanımaya; diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet ediyoruz.
Türkiye de, KKTC de, her konuda komşularıyla yapıcı işbirliğine hazırdır. Komşularımızdan da aynı yapıcı yaklaşımı göstermelerini bekliyoruz.
Hangi oyunlar oynanırsa oynansın, hangi yaptırımlar ve izolasyonlar uygulanırsa uygulansın, bizlerin, bu toprakların müreffeh geleceğini inşa etmekten asla vazgeçmeyeceğimizin altını çizmek istiyorum.”
“KKTC DE MESUT, MUVAFFAK VE MUZAFFER OLACAKTIR”
Serim, bugün yapılması gerekenin yola sarsılmaz bir inanç ve kararlılıkla devam etmek olduğunu belirtti; bu inanç ve kararlılık sayesinde Kıbrıs Türk halkının kendi kaderini kendisi çizme cesaretini gösterdiğini, dişiyle tırnağıyla bir devlet inşa ettiğini kaydetti.
“Bugün burada bir asrı devirmiş Türkiye Cumhuriyeti’nin, ve kısa süre sonra kuruluşunun 41. yıl dönümünü kutlayacağımız KKTC’nin neferleri olarak bir aradayız.” ifadelerini kullanan Serim, hedeflere bağlılığı ve bu uğurda kenetlenmiş duruşu muhafaza ettikçe, üstesinden gelinemeyecek herhangi bir zorluk, ulaşılamayacak hiçbir menzil olmadığını dile getirdi.
Büyükelçi Serim, “Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’i ilan ederken Türkiye Cumhuriyeti için vurguladığı gibi, KKTC de mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.” dedi.
Cumhuriyet’in kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı, bağımsızlık mücadelesinin lideri Fazıl Küçük’ü, aziz şehitler ve gazileri saygı ve minnetle andığını konuşmasında Serim, Cumhuriyet Bayramı coşkusunu kendileriyle birlikte kutlayan Kıbrıs Türk halkına da teşekkürlerini sundu.
Serim, “Ne mutlu Türküm diyene ve ne mutlu bunun kıymetini bilip, şükredene.” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Büyükelçi Serim’in konuşmasının ardından Cumhuriyet’in 101. yıl dönümü dolasıyla hazırlanan videonun gösterimi yapıldı, Cumhuriyet Bestesi bayraklar eşliğinde dinlendi.
Resepsiyon, Güvenlik Kuvvetleri Bandosu’nun performansıyla devam etti.
You may like
-
Yapı 1998 Deprem Yönetmeliği’ne uygun yapılmış olsaydı, depremde yıkılmayacaktı
-
KIBRIS’TA SINIRDA ‘GERİLİM’ DENEMELERİ!
-
”DOĞU AKDENİZ’DE TÜRKİYE’NİN YERİNİ ALIYORUZ…”
-
Bizler, bu toprakların müreffeh geleceğini inşa etmekten asla vazgeçmeyeceğiz
-
Yine provokasyon: ‘Kıbrıs Rumdur…’
-
Kuzey Kıbrıs Turkcell, 25. yılı kapsamında müşterileriyle bir araya geldi
GÜNDEM
Yapı 1998 Deprem Yönetmeliği’ne uygun yapılmış olsaydı, depremde yıkılmayacaktı
Published
4 saat agoon
Ekim 30, 2024By
dikdurusİsias Otel’in dün açıklanan bilirkişi raporuna göre, binanın yana doğru, yani çekiçleme etkisi ile çökmediği; binanın öne yani Atatürk Bulvarı’na doğru çöktüğü tespit edildi.
Bilirkişi heyeti raporunda, yıkılmanın deprem kuvveti ile alakası olmadığı, binanın bulunduğu parselde 1 saniyelik periyot üzerinde oluşan spektral ivmede değerlerinin 1998 Deprem Yönetmeliği’nde binanın bulunduğu yer için verilen tasarım ivme değerlerini aşmadığı, binanın 1998 Deprem Yönetmeliği’ne uygun yapılmış olsaydı, depremde yıkılmayacağı vurgulandı.
Raporda ilk kez asansörden bahsedilerek, asansörün yapılması için de statik hesap yapmadan asmolen döşemede boşluk açılmasını, binanın temel kusurlarından biri olarak değerlendirildi.
Binanın yıkılma nedenlerinin imalattaki eksik ve kusurlar, yapım ve denetimdeki kusurlardan kaynaklandığı vurgulanan raporda ayrıca, daha önceki raporlardan KTÜ, raporunda kaçak katın önemine dikkat çekerken Gazi Üniversitesi, depreme etkisi olmadığını ifade etmişti; ancak bu raporda kaçak katın depreme etkisinden bahsedildi.
Bilirkişi raporuna göre, başta Ahmet Bozkurt olmak üzere tüm sanıkların (bugüne kadar hiç tutuklanmayanlar dahil) kusurlu olduğu tespit edilerek, raporda Mimar Erdem Yıldız’ın, inşaat mühendisi Mehmet Göncüoğlu’nun ve inşaat mühendisi Hasan Aslan’ın da olaydaki katkısı ortaya çıktı.
İsias Otel’in Dokuz Eylül Üniversitesi/İstanbul Teknik Üniversitesi heyeti tarafından hazırlanan bilirkişi raporu dün açıklandı. Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği avukatları tarafından raporun ilk değerlendirmesi yapılarak, kamuoyuyla paylaşıldı.
Dernekten yapılan açıklamaya göre, bu raporda gerek mahkemenin sorduğu, gerekse tarafların ve vekillerinin sorduğu tüm sorular tek tek cevaplandı.
İlk kez asansörden bahsedildi…
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bugüne kadar dosyada ikinci asansör ve bunun etkileri sadece tarafımızca ve tarafımızca dosyaya kazandırılmış olan uzman görüşünde açıklanmış idi. Bu raporda ilk kez asansörden bahsedildi ve bunun yapılması için de statik hesap yapmadan asmolen döşemede boşluk açılması, binanın temel kusurlarından birisi olarak değerlendirildi.”
“Bu rapor, bugüne kadar gelen en kapsamlı rapor”
Açıklamada, davaya katılan vekilleri ve sanık müdafilerinin almış olduğu uzman mütalaaları dışında dosya kapsamına bugüne kadar üç bilirkişi raporu girdiğine dikkat çekilerek, “Bunlardan birincisi soruşturma aşamasında alınmış olan KTÜ raporu; ikincisi kovuşturma aşamasında alınan Gazi Üniversitesi raporu; üçüncüsü ise bu son gelen Dokuz Eylül Üniversitesi/İstanbul Teknik Üniversitesi raporu. Bu rapor, bugüne kadar gelen en kapsamlı rapor.” denildi.
Binanın yıkılma nedenleri…
Binanın yıkılma nedenlerinin imalattaki eksik ve kusurlar, yapım ve denetimdeki kusurlardan kaynaklandığı vurgulanan raporda şu ifadelere yer verildi:
“Söz konusu raporda binanın, sanık müdafilerinin sürekli olarak ifade ettiği üzere yana doğru yani çekiçleme etkisi ile çökmediği; binanın öne yani Atatürk Bulvarı’na doğru çöktüğü tespit edildi. Nitekim Gazi Üniversitesi raporunda da binanın yana doğru çökmediği, çekiçleme olmadığı, varsa bile bunda da sorumluluğun son bitişik nizam olan İsias’ta olduğunu, derz aralığını bırakma yükümlülüğünün İsias’ta olduğu ifade edilmişti.
Sanık müdafilerinin sürekli olarak ‘deprem kuvveti çok fazlaydı, bu yüzden yıkıldı’ şeklindeki iddialarına karşılık bilirkişi heyeti, yıkılmanın deprem kuvveti ile alakası olmadığını, binanın bulunduğu parselde 1 saniyelik periyot üzerinde oluşan spektral ivmede değerlerinin 1998 Deprem Yönetmeliği’nde binanın bulunduğu yer için verilen tasarım ivme değerlerini aşmadığını, tasarımın 1998 Deprem Yönetmeliği’ne uygun yapılmış olsa idi yapının depremde yıkılmayacağını açıkladı.
Bugüne kadar dosyada ikinci asansör ve bunun etkileri sadece tarafımızca ve tarafımızca dosyaya kazandırılmış olan uzman görüşünde açıklanmış idi. Bu raporda ilk kez asansörden bahsedildi ve bunun yapılması için de statik hesap yapmadan asmolen döşemede boşluk açılmasını binanın temel kusurlarından birisi olarak değerlendirildi.”
Dernekten yapılan açıklamada, daha önceki raporlarda da belirtilen etriye aralıklarının uygun olmaması, etriye sıklaştırmasının yapılmaması, betonda olmaması gereken büyüklükte agregaların olmasının da bu bilirkişi heyeti tarafından yeniden dile getirildiğine dikkat çekildi.
Kaçak katın depreme etkisi
Açıklamada şunlar kaydedildi:
“Daha önceki raporlardan KTÜ raporu kaçak katın önemine dikkat çekerken Gazi Üniversitesi, depreme etkisi olmadığını ifade etmişti; ancak bu raporda kaçak katın depreme etkisinden bahsedildi. Otel için yapılan modellemede asma katın eksik olduğu ve bu nedenle asma katın oluşturacağı burulma düzensizliği ve yumuşak kat etkilerinin statik hesaplarda görmezden gelindiği ifade edildi. Zemin etüt çalışmasının zorunlu olmasına rağmen yapılmadığı ifade edildi.”
Tüm sanıklar kusurlu…
Açıklamada, “Söz konusu rapora göre başta Ahmet Bozkurt olmak üzere tüm sanıkların (bugüne kadar hiç tutuklanmayanlar dahil) kusurlu olduğunun ifade edildiği belirtilerek, “Mimar Erdem Yıldız’ın, inşaat mühendisi Mehmet Göncüoğlu’nun ve yine inşaat mühendisi Hasan Aslan’ın olaydaki katkısı ortaya çıkmıştır.” ifadeleri yer aldı.
Tahliye edilen Halil Bağcının olayda kusursuz olmadığı…
Gazi Üniversitesi Raporu dayanak gösterilerek tahliye edilen Halil Bağcı’nın olayda kusursuz olmadığının, tam aksine bu yapıda alınması zorunlu olan 2001 tarihli statik hesap eksiğini gidermek için vermiş olduğu üç sayfalık baştan savma ve statik hesap özelliği taşımayan rapor ile binanın yıkılmasında temel belirleyicilerden olduğunun tespit edildiği vurgulanan açıklamada, şu ifadelere de yer verildi:
“Yine bu rapora göre 2001 tarihinde ruhsat alınmasının mümkün olmadığı, zira hem statik hesabın bulunmadığı hem zemin etüdünün bulunmadığı hem de mimar Erdem Yıldız’ın kendi uzmanlık alanını aşan taahhütlerde bulunduğu, bu sebeple ruhsatın esasen verilmemesi gerektiği ifade edilmiştir.”
Kıbrıs Rum çiftçi, ara bölgede olay çıkarmaya çalıştı; ara bölgede yer alan arsası yerine Türk sınırını ihlal etti
GÜNDEM
Bizler, bu toprakların müreffeh geleceğini inşa etmekten asla vazgeçmeyeceğiz
Published
2 gün agoon
Ekim 28, 2024By
dikdurusTürkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Serim, uluslararası topluma KKTC’nin tanınması diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurulması çağrısı yaptı.
Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, uluslararası topluma KKTC’nin tanınması; diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurulması çağrısında bulundu. Serim, “İyi bilinmelidir ki; hangi oyunlar oynanırsa oynansın; hangi yaptırımlar ve izolasyonlar uygulanırsa uygulansın; bizler, bu toprakların müreffeh geleceğini inşa etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.” dedi.
Artık federasyon modeline dair ortak zemin olmadığının Birleşmiş Milletler tarafından da resmen kayda geçirildiğini kaydeden Serim, “Ada’da iki ayrı devlet ve iki ayrı halk vardır. Kıbrıs Türklerinin müktesep hakları olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüleri ivedilikle yeniden tescil edilmelidir.” vurgusu yaptı.
Büyükelçi Serim, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’i, ilgili tüm tarafların meşru menfaatlerine saygı duyulan bir istikrar ve refah bölgesi olarak görmek istediklerini söyleyerek, deniz yetki alanlarının uluslararası hukuka göre sınırlandırılması, seyrüsefer serbestisi ve emniyetiyle, deniz ticareti konuları başta olmak üzere iş birliğinin geliştirilmesinin, tüm bölgenin müşterek menfaatine olduğunun altını çizdi.
Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip ülke olan Türkiye’nin, Kıbrıs Adası’nın kuzeyi ve batısında ilan edilmiş kıta sahanlığındaki hakları, Kıbrıs Türklerinin de Ada’nın tümü ve etrafındaki haklarının inkar edilemeyeceğine işaret eden Serim, Türkiye’nin de, KKTC’nin de her konuda komşularıyla yapıcı işbirliğine hazır olduğunu kaydetti ve “Komşularımızdan da aynı yaklaşımı göstermelerini bekliyoruz” dedi.
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI KUTLAMALARI SERİM’İN KONUŞMASI VE 21 PARE TOP ATIŞIYLA BAŞLADI
Türkiye Cumhuriyeti’nin 101’inci yılında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim’in saat 13.00’te BRT’de yaptığı konuşma ve 21 pare top atışıyla başladı.
Konuşmasında Türkiye Cumhuriyeti’nin 101. yaşını kutlayan Serim, “Şanlı Cumhuriyetimizin 101. Yaşını coşkuyla idrak ettiği bu gün, bizler için de önemli bir idrak günüdür” dedi.
“ATALARIMIZ BORÇ, GELECEK NESİLLERE GÖREV…”
101 yıl önce ve 101 yıl boyunca yaşananları idrak etmenin atalarına borçları, gelecek nesillere karşı ise görevleri olduğunu kaydeden Serim, “Geçmiş ile gelecek arasında köprü görevi gören bizlerin bugün atacağı temeller üzerinden nice yüzyıllar yaşanacağı unutulmamalıdır. İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un en güzel şekilde ifade ettiği gibi: Bastığımız yerlerin sadece ‘toprak’ olmadığının ve cennet vatanımızın kıymetinin idrakinde olmalı, Atalarımızı incitmemeliyiz” diye konuştu.
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Mareşal Fevzi Çakmak, İsmet İnönü, Kazım Karabekir ve Ali Fuat Cebesoy gibi dahi kumandanlar olmak üzere, milli mücadelenin tüm kahramanlarının aziz hatıraları önünde saygıyla eğilen Serim, “Vatan onlara minnettardır! Ruhları şad olsun!” ifadelerini kullandı.
101 yıl önce Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkesi temelinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin, zor bir coğrafyada barış, refah ve istikrar timsali olmayı başardığını vurgulayan Serim, şöyle konuştu:
“’TÜRKİYE YÜZYILI’ DÜNYA TARİHİNDE YERİNİ ALACAKTIR”
“Cumhuriyetimiz, ikinci asrında da yükselmeye devam edecek; kökü bin yıllara uzanan devlet aklıyla, güçlü gelenekleri ve değerleriyle; ‘Türkiye Yüzyılı’ dünya tarihindeki yerini alacaktır. ‘Türkiye Yüzyılı’nda bağımsız ve milli dış politikamız, bölgesel barışı ve güvenliği güçlendirmeyi, dış ilişkilerimizin kurumsal zeminini genişletmeyi, bölgemizde ekonomik kalkınmayı ve refahı geliştirmeyi ve küresel sistemin dönüşümüne tesir etmeyi hedeflemektedir.”
“İNSANLIĞIN ORTAK HEDEFLERİNE KATKIDA BULUNMAYI DA SÜRDÜRECEĞİZ”
Ulusal çıkarlarını güvence altına alırken, insanlığın ortak hedeflerine katkıda bulunmayı da sürdüreceklerine işaret eden Serim, şöyle konuştu:
“Bizler ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonu etrafında kenetlendikçe; birlik ve dirliğimizi pekiştirdikçe; hedeflerimiz doğrultusunda yılmadan çalıştıkça, gelenek ve değerlerimizi korurken, yenilikleri de hızla benimsemeye devam ettikçe, cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının ‘Türkiye Yüzyılı’ olacağına ve bu gerçeğin tüm dünya tarafından tasdik ve takdir edileceğine şüphe yoktur.”
“TÜRKİYE YÜZYILI ŞÜPHESİZ KIBRIS TÜRKÜ’NÜN DE YÜZYILI OLACAK”
Büyükelçi Yasin Ekrem Serim, “Türkiye Yüzyılı”nın şüphesiz Kıbrıs Türkü’nün de yüzyılı olacağını vurgulayarak, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na son hitabında vurguladığı gibi Kıbrıs meselesine adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm getirilmesi için samimi irade ortaya koyan tarafın daima Kıbrıs Türkleri ve Türkiye olduğunu belirtti.
“ADA’DA BARIŞ VE SÜKÛNET HAKİM, FEDERASYON MODELİ ARTIK GEÇERLİLİĞİNİ TAMAMEN YİTİRDİ”
Kıbrıs Barış Harekâtı’nın üzerinden 50 yıl, Rumların ortaklık devletini gasp etmesi sonucunda Kıbrıs meselesinin ortaya çıkmasının üzerinden ise 61 yıl geçtiğini dile getiren TC Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, 1974’ten itibaren, Ada’da barış ve sükûnetin hakim olduğunu, federasyon modelinin artık geçerliliğini tamamen yitirdiğini vurguladı.
Uluslararası topluma Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması; diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurulması çağrısında bulunan Serim, şu ifadeleri kullandı:
“Şu husus iyi bilinmelidir ki; hangi oyunlar oynanırsa oynansın; hangi yaptırımlar ve izolasyonlar uygulanırsa uygulansın; bizler, bu toprakların müreffeh geleceğini inşa etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Şehitlerimizin, gazilerimizin, mücahit ve mücahidelerimizin hatıralarını onurlandırmak ve vatanımızı daha güzel yarınlara taşımak, gelecek nesillerimize daha adil bir dünya ve barış dolu bir gelecek hazırlamak için, tüm gayretimizle çalışmaya devam edeceğiz.”
Büyükelçi Serim konuşmasını “İlelebet payidar kalacak olan Cumhuriyetimizin 101. yılını kutluyor; tam 101 yıldır coşkumuzu yürekten paylaşan, bayramımızı bizimle birlikte kutlayan Kıbrıs Türk halkına bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum. Ne mutlu Türk’üm diyene! Ve ne mutlu bunun kıymetini bilip, şükredene” sözleriyle sonlandırdı.