GÜNDEM
İskele’de toplum sağlığı tehlikede
Published
3 ay agoon
By
dikdurusİskele’de, kuyulardan vidanjörlerle çekilen yaklaşık 800 ton atık su, çöplük alanlara ve boş arazilere dökülüyor. YENİDÜZEN, vidanjörlerin atık suları döktüğü anları görüntüledi, yetkililer ve bölge halkıyla görüştü.
YETKİLİLER NE DEDİ?
● İskele Kaymakamı Ertuğrul Toroslu: “Haspolat’a dökülmesi gerek ama uzak olduğu gerekçesiyle boş arazilere döküyorlar”
● İskele Muhtarı Sermet Nereli: “İskele büyüyor ancak alt yapı yok”
● CTP İskele İlçe Başkanı Hüseyin Öztörel:“Belediye sorunları görüyor ancak çözüm planı uygulamıyor”
● CTP İskele Milletvekili Fide Kürşat: “Yaşananların temelinde, imar planını yürürlüğe sokmayan hükümet yer alıyor”
BÖLGE HALKI NE DEDİ?
Mustafa Delibaş: Mevcut alt yapı yetersiz
Hasan Ali Anadol: Sağlığımız tehlike altında
Metin Menteş: Kanalizasyon atıklarını vidanjörlerle ovalara döküyorlar
Ozan Türeller: Denize gittiğimde içinden geçen boruları görüyorum
Jülide Deniz Güden: Yapılan inşaatlarda yeşillendirme planları yürürlüğe konmuyor
Sevim Talay: Belediyenin çevre ile ilgili önlemler ve tedbirler alması gerekiyor
Serap ŞAHİN
İskele bölgesinde yükselen devasa binalara, altyapı yetişemiyor; kontrolsüzce büyüyen nüfusun atıkları, boş arazilere dökülüyor…
YENİDÜZEN, vidanjörlerin atık suyu boşalttığı araziye giderek o anları görüntüledi, bölge halkı ve yetkililerle görüştü.
Yetkililer, söz konusu işlemin büyük şirketler tarafından gerçekleştirildiğini söyledi, vidanjörleri Haspolat’taki atık arıtma tesisine götürmenin “maliyetli olması” nedeniyle çevredeki boş arazilerin kullanıldığını belirtti.
YENİDÜZEN’e konuşan İskele Kaymakamı Ertuğrul Toroslu, Yasaya göre, vidanjörlerle çekilen atık suların Haspolat’a boşaltılması gerektiğini belirterek, Çevre Dairesi ve İskele Belediye Başkanı ile konuyla ilgili görüştüğünü çalışma yapıldığını söyledi.
Olması gerekenin atık suların Haspolat Arıtma Tesisi’ne dökülmesi gerektiğini ancak özellikle devlet arazilerine boşaltım yapıldığı konusunda şikâyetler geldiğini ifade eden Toroslu, “Bu konuda sıkı denetimimiz var, suiistimal edenlere ciddi cezalar kesildi.” dedi.
Toroslu, “Haspolat uzak ve maliyetli diye kimseye sağa sola atık suları atma hakkını tanımaz.” İfadelerini kullandı.
İskele Muhtarı Sermet Nereli, yaşanan sorunlarla ilgili alt yapının yetersizliğine dikkat çekerek bölgedeki lağım sularının kuyulara verildiğini söyledi. Nereli, deniz sularının kirli olduğunu kaydetti.
CTP İlçe Başkanı Hüseyin Öztörel ise belediyenin çözüm planı uygulamadığını dile getirerek, Haspolat Arıtma Tesisi’nin kullanılmamasının maliyetlerle ilgili olduğunu söyledi. Öztörel, “Denizimize girilemiyor, tarlalara dökülen atıklardan ciddi hastalıklar ortaya çıkıyor.” diyerek acil bir müdahale komitesi kurulması gerektiğini belirtti.
Hem bölge halkı hem de kaymakamın açıklamaları üzerine YENİDÜZEN’in ulaşmayı denediği İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu, ısrarlı çağrıları yanıtsız bıraktı.
Mustafa Delibaş isimli yurttaş, bölgenin hızla geliştiğini, nüfusun arttığını ancak mevcut alt yapının yetersiz kaldığını söyledi. Hasan Ali Anadol isimli yurttaş ise, bölgedeki çevre kirliliği nedeniyle sağlıkların tehlike altında olduğunu belirtti.
Metin Menteş vidanjörlerin atık suları ovalara döktüğünü, bu durumun kötü kokulara ve sağlık sorunlarına yol açtığını dile getirirken, Ozan Türeller isimli yurttaş da “Kanalizasyon sistemi acilen yapılmalı. Denize giden borular bile görülüyor, bu sorunlar acilen çözülmeli” dedi.
Jülide Deniz Güden isimli yurttaş “Bölgede çarpık yapılaşma denizi kullanılamaz hale getirdi. Çevre kirliliği nedeniyle denizdeki canlılar zarar görüyor, nüfus artışıyla birlikte trafik ve sağlık sorunları da artıyor.” derken, Sevim Talay isimli yurttaş ise deniz kirliliğine ve kötü kokulara dikkat çekti.
İskele Muhtarı Sermet Nereli:
“İskele büyüyor ancak alt yapı yok”
İskele’de toplamda 21 bine yakın nüfus olduğunu kaydeden İskele Muhtarı Sermet Nereli, yeni bölgenin denize yakın olmasından dolayı apartman ve sitelerin lağım sularının kuyulara verildiğini söyledi. Yeterli alt yapının olmadığına dikkat çeken Nereli, akşam saatlerinde kötü kokuların yayıldığını dile getirdi. “Denizimize girilmiyor” diyen Muhtar Nereli, Turizm Bakanlığı verilerine dikkat çekti, “Long Beach bölgesi koli basili oranı yüzde 95 çıktı.” dedi. Bölge denizinin kullanılamaz hale geldiğine vurgu yapan Nereli, “Her ev başına para alınarak kanalizasyon yapacak dediler, paralar alınmaya başlandı ancak yönetim tarafından hiçbir uğraş yok.” dedi. Bölgenin kontrolsüzce büyüdüğünün altını çizen Nereli, buna bağlı olarak birçok sorunun da ortaya çıktığın kaydetti.
İskele’nin iş insanlarının yaptığı yatırımlarla büyüdüğünü ancak alt yapı olmadığının altını çizen Nereli, 1,5 yıl önce sorunun çözüleceği söylendiğini ancak herhangi bir çalışma olmadığını belirtti.
CTP İlçe Başkanı Hüseyin Öztörel:
“Belediye sorunları görüyor ancak çözüm planı uygulamıyor”
Konuyla ilgili YENİDÜZEN’e açıklama yapan CTP İlçe Başkanı Hüseyin Öztörel, “Atıkların taşınması zorunluluk haline geldi. Belediyeler Yasası’nda oluğu şekliyle en yakın kanalizasyona verilmesi lazım. Mağusa’ya bir miktar verilirken, Mağusa’nın kanalizasyonu teslim aldığı için belli bir kapasitenin üzerine çıkmasından dolayı başka atık almamaya yetkisi vardır. Bu durumda tek adres Haspolat Arıtma Tesisi. Ancak orası da maliyetli olduğu için tercih etmiyorlar.” şeklinde konuştu. Öztörel, “Belediyeler sessiz kalarak bu duruma ortak oluyor.” diyerek çevre sorununu aşmak için halkın şikâyetinin yeterli olmadığına dikkat çekti.
Öztörel, yerel yönetimin sorunları gördüğünü ancak çözüm planı uygulamadığını kaydetti. Öztörel, Belediyenin kanalizasyon sistemi yapılana kadar olan sürede, söz konusu atıkların arıtılacağı bir arıtma noktası belirleyerek sistemi başlatması gerektiğini söyledi. Öztörel, “Denizimize girilemiyor, tarlalara dökülen atıklardan ciddi anlamda ağır hastalıklar ortaya çıkıyor. Bu sorunlara acil bir müdahale komitesi kurularak çalışılması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
İskele Kaymakamı Ertuğrul Toroslu:
“Konuyla ilgili çalışma yapılıyor”
Yasaya göre, vidanjörlerle çekilen atık suların Haspolat’a boşaltılması gerektiğini kaydeden İskele Kaymakamı Ertuğrul Toroslu, Çevre Dairesi ve İskele Belediye Başkanı ile konuyla ilgili görüştüğünü çalışma yapıldığını söyledi.
Olması gerekenin atık suların Haspolat Arıtma Tesisi’ne dökülmesi gerektiğini ancak özellikle devlet arazilerine boşaltım yapıldığı konusunda şikâyetler geldiğini ifade eden Toroslu, “Bu konuda sıkı denetimimiz var, suiistimal edenlere ciddi cezalar kesildi.” dedi.
Toroslu, “Haspolat uzak ve maliyetli diye kimseye sağa sola atık suları atma hakkını tanımaz.” dedi
Toroslu, “Belediyelerin vidanjörü yok, bu işi yapanlar şirketlerdir” ifadelerini de kullandı.
CTP İskele Milletvekili Fide Kürşat:
“Yaşananların temelinde, imar planını yürürlüğe sokmayan hükümet yer alıyor”
CTP İskele Milletvekili Fide Kürşat ise bölgede uzun yıllardır devam eden ve özellikle pandemi sonrası hızla artarak kronik bir sorun haline gelen kontrolsüz ve plansız yapılaşmanın, beraberinde ciddi altyapı eksikliklerini de getirdiğini belirtti. Kürşat, “Bu plansız büyüme, kanalizasyon altyapısındaki yetersizlikle birleşince, artan nüfusla birlikte bölgeyi derin bir atık su kriziyle karşı karşıya bıraktı” dedi.
Bölgedeki çok katlı binalar ve otellerin, gerekli arıtma ve kanalizasyon altyapısından yoksun bırakıldığını, bu bedenle söz konusu alanlardan vidanjörlerle çekilen atık suların, kontrolsüz ve gelişigüzel bir şekilde ova yollarına, çöplüklere ve çevredeki diğer alanlara boşaltıldığını belirtti.
Kürşat, “Bu sorumsuz uygulamalar, bazı bölgelerde bataklık oluşumuna yol açmakta, yeraltı su kaynaklarına karışarak çevre kirliliğini artırmakta ve ciddi ekolojik tahribatlara neden olmakta” dedi.
Kürşat, şöyle devam etti:
“Daha da endişe verici olan, bazı yerlerde bu atık suların doğrudan sahillere ve denize ulaşarak, hem insan sağlığını hem de deniz yaşamını tehdit eder boyuta gelmesidir. Zaten yapılan deniz suyu analizlerinin sonuçları da bu tehlikeyi açıkça gözler önüne sermektedir.”
Tüm bu yaşananların temelinde, İskele İmar Planı’nı yürürlüğe sokmakta isteksiz davranan ve uygulamayı bilinçli olarak geciktiren UBP – YDP – DP Hükümeti’nin yattığını belirten Kürşat, “UBP’li hükümetlerin ve belediyelerin ne halka, ne çevreye, ne de ülkenin geleceğine karşı en ufak bir sorumluluk hissetmediği açıkça ortadadır. Ne yazık ki, bu anlayışla, her geçen gün çevreye ve insan sağlığına verilen zarar daha da büyümekte ve oluşan enkazın boyutları artmaktadır” şeklide konuştu.
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman:
“Arıtma tesisi bulunmayan siteler tespit edilip arıtma yapma zorunluluğu getirildi mi?”
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman da bölgeyi ziyaret ettiğini ve şans eseri bir aracın boşaltma işlemi için bölgeye geldiğini belirterek, “Peki o bölgede arıtma tesisi bulunmayan siteler tespit edilip arıtma yapma zorunluluğu getirildi mi? Paket arıtmaların bakımları ve işletmeleri eksiksiz gerçekleştiriliyor mu? Çevre Yasası standartlarına uygunluğu ölçmek için düzenli analizler yapılıyor mu?” sorularını sordu.
Erhürman, “”Yörüyün da gorkmayın” ha! Pislikten de, çevre felaketinden de, yayılma riski olan hastalıklardan da korkmayın! Yörüyün!” dediği açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Bugün İskele’deydik. Yurttaşlarla sohbette öne çıkan konulardan biri vidanjör atıklarıydı. Çöp toplama alanına, hatta zaman zaman ova yollarına boşaltıldığını söylediler. Kalktık, çöp toplama alanına gittik.
Tesadüf bu ya, tam da o sırada bir araç boşaltma işlemini gerçekleştiriyordu. Bölgedeki yetkili makamları aradım. Long Beach bölgesinden gelen atık, İskele köylerinden gelenin altı katıymış. Herkes her şeyin farkında!
Peki o bölgede arıtma tesisi bulunmayan siteler tespit edilip arıtma yapma zorunluluğu getirildi mi? Paket arıtmaların bakımları ve işletmeleri eksiksiz gerçekleştiriliyor mu? Çevre Yasası standartlarına uygunluğu ölçmek için düzenli analizler yapılıyor mu?
Bu soruların yanıtları “evet” değil belli ki! Altyapı falan dinlemeden izinlendirilen yatırımlar. Bölgenin kaldırmayacağı bir nüfus akışı. Çevre mevzuatına uygun olmayan işler, denetimsizlik. Ve çöp toplama alanına ya da oraya buraya gelişigüzel boşaltılan vidanjör atıkları…
Kalkındığı sanılan ama pislikte boğulan, çevre felaketiyle karşı karşıya bırakılan bir bölge.
Aylar aylar önce, Meclis kürsüsünden, yasa değişikliğini hazırlayın, bölgesel arıtma tesislerinin yapılabilmesi için gerekli kaynağı yaratalım dediğimizde, “tamam hazırlayacağız” diyen “hükumet”ten hala tık yok bu arada.
“Yörüyün da gorkmayın” ha! Pislikten de, çevre felaketinden de, yayılma riski olan hastalıklardan da korkmayın! Yörüyün!”
BÖLGE HALKI NE DEDİ?
Mustafa Delibaş: Mevcut alt yapı yetersiz
“Bölgemiz çok gelişiyor ve nüfus olarak da artıyor. Mevcut alt yapı şu anda yetersiz kalıyor. Bununla ilgili umarım bir çalışma yapılıyordur. Denizlerimiz kirleniyor, kokudan da şikâyetçiyiz. Turistik bir bölgede bunların yaşanması ne acı. Girne’yi yakalıyoruz artık.”
Hasan Ali Anadol: Sağlığımız tehlike altında
“Çevremiz pislik içinde. Hiçbir temizlik yok. Denizlerimiz kirlendi. Bölgeye atılan atıklar nedeniyle sağlığımız tehlike altında. İçme sularımızı da etkiliyor bu durum. Bu sorunlara bir çare bulmalarını istiyoruz.”
Metin Menteş: Kanalizasyon atıklarını vidanjörlerle ovalara döküyorlar
“Vidanjörlerin toprak yolların içine pis suları dökmesi o kadar çok arttı ki bölge yaşanmaz hale geldi. Pis çamurlar oluyor, kötü koku yayılıyor. Sağlığımızı ciddi derecede etkiliyor. Evler, inşaatlar yapılıyor ancak alt yapı geliştirilmiyor. Bu sorunun bir çaresi olması lazım. Temiz arıtma suyu döktüklerini iddia ediyorlar. Kuyulardan çektikleri atıkları, kanalizasyon atıklarını vidanjörlerle ovalarımıza döküyorlar. Büyük inşaat şirketleri de bunu yapıyor. Biz bunu Kaymakama ilettik ancak tedbir alınmadı.”
Ozan Türeller: Denize gittiğimde içinden geçen boruları görüyorum
“Sorunlarla ilgili konuşacak çok şey ama öncelikle ne yapılması gerekir önemli olan bu. Kanalizasyon sisteminin bir an önce yapılması gerekiyor. En azından projelendirilmesi lazımdı. Şu an çok geç kalındı. Devasa binalar yapıldı ancak kanalizasyon sistemlerinin kurulması neredeyse imkânsız oldu. Denize gittiğimde içinden geçen boruları görüyorum. Bunu ben görüyorsam, yetkililerin de görmesi gerekir.
Jülide Deniz Güden: Yapılan inşaatlarda yeşillendirme planları yürürlüğe konmuyor
“Bölgemiz en güzel denizlerine sahipti ancak çarpık yapılaşmadan kaynaklı şu anda kullanılamaz hale geldi. Bölge halkı olarak buradaki denizi kullanmıyoruz. Çevre kirliliğinden dolayı denizdeki canlılar zarar görüyor, sahiller hunharca katlediliyor. Ağaçsızlık devam ediyor, olan ağaçlar da kesiliyor. Yapılan inşaatlarda yeşillendirme planları yürürlüğe konmuyor. Nüfus artışından dolayı trafikte de kaos yaşıyoruz. Çevrede atıklardan kaynaklı inanılmaz derecede kanalizasyon problemi büyüyor, taşıma ile kirli atık suları bölgedeki boş arazilere bırakılıyor ve orada üreyen sinekler bizi ısırmaya başladı. Sağlık problemleri ortaya çıkmaya başladı. Keşke bu büyümeyi bilirkişilerle birlikte planlasalardı. Gelişiyoruz büyüyoruz ama bıraktığımız zarar çok büyük felaketlere yol açacak. Dere yataklarını kapatıyorlar ve önümüzdeki yıllarda inanılmaz bir sel olayı yaşayacağımızı düşünüyorum. Bölge olarak çökmüş durumdayız.”
Sevim Talay: Belediyenin çevre ile ilgili önlemler ve tedbirler alması gerekiyor
“Denizimizin pis olmasından çok rahatsızız. Bölgedeki denizi kullanamıyoruz ve pis kokular yayılıyor. Hızla nüfusumuz artıyor. Çevremiz çok pis. Yeşil alanımız yok. Belediyenin çevre ile ilgili önlemler ve tedbirler alması gerekiyor. Bu sorunlara bir çare bulunması gerekiyor.”