Connect with us

GÜNDEM

Rum Bakanlar Kurulu, Kıbrıslı Türk’e mal iadesi ve tazminat ödemesini onayladı

Published

on

Rum Bakanlar Kurulu, Kıbrıslı Türk’e mal iadesi yapılmasını ve 2 milyon 123 bin 950 Euro tazminat ödemesini onayladı.

Avukat Murat Metin Hakkı, Dizdarköy ve Pera Chorio’daki taşınmaz mallarla ilgili olarak 2019’dan beri Güney Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde devam eden davanın sonuçlanma aşamasına geldiğini kaydetti.

Avukat Hakkı, davaya ilişkin Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) açıklama yaptı.

18 taşınmaz malda tamamen veya hisseli olarak hak sahibi olan davacının 1960 öncesi ailesiyle önce Türkiye sonra İngiltere’ye göç ettiği ve babasının 1998’de vefatıyla Türkiye’deki aile işlerinin başına geçtiğini belirten Hakkı, 1954’te vefat eden babaanne adına kayıtlı olan malların 2010’da başlayan tereke işlemlerinin 2014’te sonuçlandırılmasıyla tek torun olan davacının adına kaydettirildiğini söyledi.

“7 civarındaki taşınmaz malda onlarca göçmen evi inşa edildi. Bunların bazılarının içinden yol geçti veya bir takım bölümler civardaki okullara avlu olarak kullanım maksatlı tahsis edildi.” diyen Hakkı, müvekkilinin 2014’ten başlayarak birçok kez Rum Yönetimi İçişleri Bakanlığı’ndan ödeme ve iade talep ettiğini ancak cevap alamadığı için 2019’da dava açmak zorunda kaldığını anlattı. 

“DAVACI, 74 ÖNCESİ ADADAN GÖÇ ETTİ VE KUZEY’DE ESKİDEN RUM MÜLKİYETİNDEKİ TAŞINMAZLARDAN İSTİFADE ETMEDİ”

Hakkı, müvekkilinin Rum mahkemesine mülkiyet hakkı ihlali iddiasıyla mal iadesi ve tazminat talebiyle başvurduğunu ifade etti.

Hakkı, başvuru ardından başlatılan dava sürecine ilişkin şunları kaydetti:

“Müvekkilimin ailesi ve bağlantıları uzun süre yetkili makamlarca araştırıldı. Kuzey’de 1974 öncesi Rumlara ait herhangi bir mülkten istifade etmediği teyit edildi. Mahkemede duruşma takviminin belli olmasıyla uzlaşı görüşmeleri hızlandı. Rum Hükümeti geçtiğimiz aylarda dostane çözüm önerdi. 

Rum Bakanlar Kurulu’nun geçen hafta onayladığı uzlaşıya göre, halen göçmen tasarrufunda olan ve kamu maksatlı kullanılan 7 taşınmaz mal için toplam 2.123.950 euro istimlak tazminatının nakit olarak ödenecek. Toplam 91,292 metrekare büyüklüğünde olan kalan tüm mallar da vasilik yasası kapsamından çıkartılarak boş şekilde tamamen müvekkilinin serbest tasarrufuna sunulacak.”

Hakkı, Güney’deki Türk mallarıyla ilgili dava açan kişilerin 1974 öncesinde adadan göç etmiş ve Kuzey’de eskiden Rum mülkiyetindeki taşınmazlardan hiç istifade etmemiş biri olması halinde birçok kez tazminat aldığını veya malının serbest bırakıldığını da kaydetti.

“HALEN KUZEY’DE YAŞAYAN, 1974 SONRASI ADA DIŞINA ÇIKAN KİŞİLERİN DURUMU DAHA KARMAŞIK”

Halen Kuzey’de yaşayan veya 1974 sonrası ada dışına çıkan ve/veya mallarına 1974 sonrasında hükümetçe el konan kişilerin durumunun daha karmaşık olduğunu belirten Hakkı, bu durumun yakın zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gündemine gelecek üç davada ele alınacağını söyledi.

Avukat Hakkı, bu davaların ikisinin kendisinin takip ettiği Barutçuzade Ahmet Vasıf Efendi Vakfı mülkleriyle ilgili olduğunu ifade etti.

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GÜNDEM

‘İNANÇLI OLMAYANLARLA İLİŞKİ KURMAYIN’ GENELGESİ!..

Published

on

Baf Metropoliti Tihikos Vrionis, inançlı olmayan insanlar tarafından sunulanların kabul edilmemesi yönünde genelge yayımladı, ‘’Tanrı’dan olmayanlar şeytani şeylerle uğraşıyor’’ dedi.

Continue Reading

GÜNDEM

BM’DEN LİDERLERE: ”KIBRIS’TA KAPILARI AÇIN” ÇAĞRISI!..

Published

on

BM Genel Sekreteri @antonioguterres yayımladığı iyi niyet raporunda Kıbrıs’ta liderler arasında ortak zemin olmamasına rağmen, New York’ta yenilen yemeğin olumlu bir ortam yarattığı kaydedildi.

Continue Reading

GÜNDEM

Kıbrıs sorununda kritik üç ay

Published

on

RUM BASINI DEĞERLENDİRME

BM Genel Sekreteri’nin, bu hafta içinde ya da önümüzdeki hafta başında, Kıbrıs sorunu ve UNFICYP ile ilgili raporlarını sunması bekleniyor. Kıbrıs sorunu konusundaki İyi Niyet Misyonu’na ilişkin raporda, müzakerelerin yeniden başlaması yönünde son altı ayda atılan adımlarla ilgili olarak nelerin yer alacağını görmek ilginç olacaktır.

Bu hamleler, Ekim ayı ortasında gayrı resmi bir görüşme yapılmasına neden oldu ve Antonio Guterres, bir çalışma yemeği sırasında iki lidere, niyetleri ve Kıbrıs konusunda nasıl ilerleme sağlamayı hedeflediği konusunda bilgi verdi. Amaç, müzakereleri yeniden başlatmak olduğundan, raporun tepkilere neden olacak ya da yeni başlayan hareketliliği tehlikeye atacak herhangi bir ifade içermesi ihtimal dışıdır. Meşhur eşit mesafe mantığı çerçevesinde hareket edilmesi beklenmektedir.

Öte yandan UNFICYP ile ilgili rapor, her iki tarafla da ilişkileri iyi bilinen Colin Stewart’ın olayları nasıl gördüğünü kaydedeceği için enteresan olacaktır. Stewart’ın, ara bölgede yaşanan birçok olayı nasıl tanımlayacağını görmek ilginç olacaktır. Bu durumda da eşit mesafe mantığının korunması yönünde hareket etmesi beklenmektedir. Ara bölge içindeki çiftçilerin bazı eylemlerini, Türk askerinin ateşkes hattını ihlal etmeye yönelik hareketleriyle aynı kefeye koymaktadır.

Raporların sunulması ile UNFICYP’in görev süresini bir yıl daha uzatan yeni kararın kabulü arasında BM Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo’nun Kıbrıs’a gelmesi bekleniyor.

DiCarlo’nun adaya ve (muhtemelen) üç garantör ülkenin başkentlerine yapacağı ziyaretin amacı gayrı resmi bir beşli toplantı düzenlemek olacaktır.

DiCarlo’nun gelişi yeni geçiş noktalarının açılmasına yönelik bir anlaşmaya bağlanmış olsa da GKRY lideri Nikos Hristodulidis’in geçtiğimiz günlerde Fileleftheros gazetesine verdiği mülakatta ifade ettiklerine göre artık böyle bir durum söz konusu değil gibi görünüyor.

Ancak Türk tarafının sadece Haspolat’ın açılması konusunda ısrar etmesi ve Gaziler ya da Erenköy’de bir geçiş noktası açılmasını kabul etmemesi nedeniyle, barikatlar konusunda bir anlaşmaya varmak kolay olmayacak gibi görünüyor.

Barikatların açılmasının Kıbrıs sorununda bundan sonra atılacak adımlardan ayrılması, sonraki adımlara yardımcı olacak bir gelişme olarak görülüyor, aynı zamanda BM’nin gayrı resmi beşli toplantının gerçekleşmesini istediğini gösteriyor.

Beşli toplantının kesin tarihi, Genel Sekreter’in uygun hamleleri yapması beklenen Şubat ayında, ilgili tüm tarafları ilgilendiren bir konu olacaktır. Genel Sekreterliğin gayrı resmi bir beşli toplantı düzenlenmesi konusundaki ısrarı, ilgili tartışmaların ilk aşamalarında gösterdiği sert tepkilere rağmen, Türk tarafını bir ölçüde kabul etmeye zorlamış görünmektedir. Türk tarafının, İngiltere’nin beşli toplantıya katılması konusunda itirazı vardı, ancak Londra’nın, dışarıda kalmasının söz konusu olmadığı yönündeki tutumu her türlü tartışmayı sona erdirdi.

Beşli gayrı resmi toplantının tarihi ve yeri henüz belirlenmemiş olabilir, ancak tüm göstergeler toplantının Mart ayında, muhtemelen İsviçre’de (Kıbrıs sorununun başlıca tartışma yeri) yapılacağı yönündedir. Nikos Hristodulidis Filelefthoros’a, Genel Sekreterin önümüzdeki Mart ayında Brüksel’de olacağını söyledi. Bu da Guterres’in Brüksel ziyaretinin İsviçre’deki beşli toplantı ile birleştirilmesi ihtimalinin ciddi olduğunu gösteriyor.

Kıbrıs sorununda bundan sonraki gelişmeler açısından hayati önem taşıdığı düşünülen bir beşli toplantı… Türk tarafının niyetini ve bizzat BM’nin işleri nereye götürmek istediğini ortaya koyacaktır. Başka bir deyişle bu, amaçlarının özlü müzakerelere geçmek mi yoksa gayrı resmi fırsat toplantıları mantığıyla devam etmek mi olduğunu gösterecek.

Kıbrıs Rum tarafı için, Türk tarafıyla açılan iletişim kanalları önemli görülüyor. Hristodulidis “Türk tarafında konuşma arzusu” gördüğünü söyledi ve bu değerlendirmesini Budapeşte’de Hakan Fidan ile “yönetim başlığıyla ilgili” diyaloga dayandırdı. Ancak Kıbrıs Rum tarafı da dahil olmak üzere herkes, tüm taraflar aynı masada olduğunda bu havanın uygulamada öze ve içeriğe sahip olup olmayacağını görmeyi bekliyor.

Continue Reading

ÖNE ÇIKAN

Kıbrıs'ta doğru yorum, doğru haber