GÜNDEM
Kıbrıs’ı bekleyen tehlike: Deprem!
Published
7 gün agoon
By
dikdurusHüseyin ÖZBARIŞCI
Son dönemde artış gösteren deprem sarsıntıları devam ederken, 2023 yılında Kıbrıs için deprem araştırması yapan Türkiye’deki Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) çalışmalarını sürdürüyor. MTA Genel Müdürlüğü Jeoloji Etütleri Dairesi Başkanı Doç. Dr. Selim Özalp ve MTA Genel Müdürlüğü Jeoloji Etütleri Dairesi Başkanlığı Türkiye Paleosismoloji Araştırmaları Projesi Başkanı ve Jeoloji Yüksek Mühendisi Hasan Elmacı, çalışmalar hakkında YENİDÜZEN’e bilgiler verdi, Kıbrıs’ın doğu, kuzey ve batı sahilleri boyunca sıvılaşma potansiyeli bulunduğunu belirtti.
“KKTC’de yer alan Güzelyurt ve Gazimağusa körfezlerinin Tsunami yönünden araştırılması gerekmektedir” değerlendirmesini yapan MTA Genel Müdürlüğü yetkilileri, KKTC genelini kapsayacak şekilde Deprem Tehlike Haritaları’nın oluşturulmasının da elzem olduğunu ifade etti.
Mesarya Havzası’nın, genç çökellerle olduğunu kaydeden Doç Dr. Özalp ve Jeoloji Yüksek Mühendisi Elmacı, “KKTC deprem ve depremle tetiklenen sıvılaşma, tsunami gibi jeodinamik süreçlerin etkisi altında kalabilme potansiyeline sahiptir. Bu süreçlerin her biri ada için ciddi risklere neden olabilecek jeolojik tehlike kaynaklarıdır” değerlendirmesini yaptı.
Çalışmalar hakkında da bilgiler veren MTA Genel Müdürlüğü yetkilileri, Hendeklerde saptanan eski depremlerin tarihini belirlemek için örnekler alındığını belirterek, “açılan hendeklerde belirlenen eski depremlere ilişkin yorumlamalar ise hendeklerden derlenen tarihlendirme örneklerinin analiz sonuçları ile birlikte değerlendirilmekte ve raporun hazırlanmasına devam ediliyor” şeklinde görüş bildirdi. Son dönemde yaşanan sarsıntıları da değerlendiren yetkililer, bu depremlerin sarsıntı dışında Kıbrıs’a doğrudan bir etkisi olmadığını dile getirdi.
“Hendeklerde saptanan eski depremlerin tarihini belirlemek için örnekler alındı”
Soru: Kıbrıs ile ilgili deprem çalışmalarında nasıl bir aşamaya gelindi? Kıbrıs bu konuda tehlikeli bir noktada mı?
“KKTC’nin karadaki deprem kaynağı olarak tanımlanabilecek Dardere (Ovgos) ve Koruçam Fay Zonları içerisinde yer alan diri fayların niteliğini ve geçmişte oluşturduğu deprem veya depremleri ortaya koyabilmek için seçilen alanlarda hendekli paleosismoloji çalışmaları yapıldı. Aktif Faylar üzerindeki depremlerin araştırıldığı Paleosismoloji çalışmaları, KKTC ana karasında haritalanmış tüm faylar üzerinde gerçekleştirilen hava fotoğrafı analizleri ve jeolojik gözlemler ışığında seçilen alanlarda, yaklaşık 20-30 metre uzunluğunda, ortalama 5 metre genişliğinde ve en derin yeri 4 metre olacak şekilde kazılan hendekler ile gerçekleştirildi. Hendeklerde saptanan eski depremlerin tarihini belirlemek için örnekler alındı. Örneklere ilişkin sonuçlar ilgili laboratuvarlardan geldi, değerlendirilme çalışmaları ve rapor yazımı devam ediyor”
“KKTC Diri Fay Haritası revize edilerek, bu fayların deprem tarihçeleri ortaya konuldu”
Soru: Paleosismoloji Raporu nedir? Bu rapor ne zaman tamamlanacak?
“Kuvaterner (son 2,5 milyon yıllık zaman dilimi) dönemi süresince en az bir kez yüzey kırığı oluşturacak şekilde deprem üretmiş faylara Aktif Fay adı veriliyor. Paleosismoloji ise jeolojik ve jeomorfolojik verilerden yararlanarak diri faylar üzerinde yüzey kırığı oluşturmuş eski depremlerin yeri, büyüklüğü ve zamanı hakkında veri üretmeyi hedefleyen bir bilim dalıdır. KKTC’de 2023 yılının Ekim-Aralık ayları arasında MTA Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen proje ile hem kentsel hem de sanayi-maden alanları için arazi planlamasına ihtiyaç duyulması nedeniyle KKTC’de yapılacak olan bölgesel planlamaları yönlendirici temel yerbilim verilerinin hazırlanması hedeflendi. Söz konusu ihtiyacı karşılamak üzere KKTC’de genç tektonik yapıların karakteristiklerinin belirlenmesi, alansal dağılımlarının ortaya konulması, kinematik analizlerinin yapılması, özellikle deprem tehlikesi için önemli olan neotektonik dönem yapılarının Türkiye’de yapılan çalışmalardaki standartlar kapsamında haritalanarak, paleosismolojik kazı çalışmaları detaylandırılmıştır. Bu kapsamda KKTC Diri Fay Haritası revize edilerek, bu fayların deprem tarihçeleri ortaya konmuştur. Açılan hendeklerde belirlenen eski depremlere ilişkin yorumlamalar ise hendeklerden derlenen tarihlendirme örneklerinin analiz sonuçları ile birlikte değerlendirilmekte ve raporun hazırlanmasına devam ediliyor.”
“Depremlerin Kıbrıs’a sarsıntı dışında doğrudan bir etkisi yok”
Soru: Geçtiğimiz Cuma akşamı Antalya’da gerçekleşen depremin adaya etkisi ne oldu?
“Kıbrıs Adası, dünyadaki en önemli iki deprem kuşağından birisi olan Alp-Himalaya Deprem Kuşağı üzerinde yer alıyor. 29.11.2024 tarihinde 22:13’te Gazipaşa (Antalya) açıklarında meydana gelen 4,8 büyüklüğündeki deprem, Alp-Himalaya Deprem Kuşağı üzerindeki önemli deprem kaynaklarından birisi olan Kıbrıs Yayı’nın veya Dardere (Ovgos) Fay Zonu’nun denizdeki devamı üzerinde oluştuğu yorumlanmaktadır. Antalya Körfezi’nde meydana gelen bu ve benzeri depremlerin sarsıntı dışında KKTC’ye doğrudan bir etkisi olmamakla birlikte, bu faylardan kaynaklı deprem tehlikesinin olduğunu göstermektedir. Ayrıca bölgedeki sismik aktivitenin devam ettiğini göstermesi bakımından da önemlidir.”
“Dardere (Ovgos) Fayı yıkıcı etkisi yüksek olabilecek en önemli diri fay…”
Soru: Ovgos Fayı… Sismolojik açıklaması nedir?
“Dardere (Ovgos) Fay Zonu, KKTC ana karası içinde haritalanmış ve yıkıcı etkisi yüksek olabilecek en önemli diri faydır. Gerek MTA ve gerekse diğer bilim insanları tarafından yapılan çalışmalarda bu zona ait olan en önemli bulgu, her biri farklı derecede deformasyon geçirmiş farklı kaya birimlerinin Dardere (Ovgos) Fay Zonu tarafından yan yana getirilmiş olmasıdır. Fay zonu üzerinde gerçekleştirilen paleosismoloji çalışmalarına göre Kuvaterner akitvitesi belgelenmiştir. Bu nedenle diri fay olarak değerlendirilmektedir.”
“KKTC, deprem, sıvılaşma, tsunami gibi jeodinamik süreçlerin etkisi altında kalabilme potansiyeline sahiptir”
Soru: Kıbrıs kaç Fay hattının üzerinden geçiyor, en tehlikeli fay hattı hangisidir?
“Kıbrıs Adası Afrika-Anadolu levhaları arasında yüksek deprem aktivitesine sahip dalma-batma zonu içinde bulunması, hem Dardere (Ovgos) Fay Zonunun gelişmesine ve hem de doğu-batı uzanımlı diğer faylara koşut uzanan genç sıradağların kuzey ve güney yamaçlarının yüksek eğimli olmasına neden olmuştur. Dağlık alanlar dışında kalan Mesarya Havzası, Kuvaterner’de oluşmuş genç çökellerle kaplıdır. Dolayısıyla, KKTC deprem ve depremle tetiklenen sıvılaşma, tsunami gibi jeodinamik süreçlerin etkisi altında kalabilme potansiyeline sahiptir. Bu süreçlerin her biri Ada için ciddi risklere neden olabilecek jeolojik tehlike kaynaklarıdır.”
“Doğu, kuzey ve batı sahilleri sıvılaşma potansiyeline sahiptir”
Soru: Kuzey Kıbrıs’ta Gazimağusa ve Karpaz’a kadar olan doğu güneydoğu sahillerinde ve Güzelyurt Ovası’nın sahil kesimlerinin sıvılaşmaya eğimli alanlar olduğu söyleniyor. Bu tespit hakkında neler söylenilebilir, gerçekten böyle bir şey var mı?
“Sıvılaşma, deprem sırasında yerin yoğun bir şekilde sarsılması sonucu toprağın dayanıklılığını kaybederek katıdan çok sıvı gibi davranmaya başlamasıdır. Bu olay, binaların altında gerçekleştiğinde, zemin yapıların temelini destekleme özelliğini yitirir. Sonuç olarak, binalar ve diğer yapılar devrilebilir, kayabilir veya yan yatabilir. 2014-2016 yılları arasında MTA Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen bir proje kapsamında KKTC sınırları içerisinde kalan alanın Kuvaterner Jeolojisi Haritası hazırlanmış ve bu haritadan yararlanılarak literatürde kabul gören ve yaygın olarak kullanılan yöntemlere göre bölgesel sıvılaşma yatkınlık haritaları oluşturulmuştur. Bu haritaya göre Kuvaterner döneminde Mesarya havzası ve etrafında alüvyon yelpazesi çökelleri, döküntü-etek çökelleri ve akarsu ortamı çökelleri gelişmiştir. Buna göre KKTC’nin doğu, kuzey ve batı sahilleri boyunca kumul ve plaj çökelleri yaygın olarak izlenmektedir ve bu alanların sıvılaşma potansiyeli bulunmaktadır.”
“KKTC genelini kapsayacak şekilde Deprem Tehlike Haritaları oluşturulmalı”
Soru: Depremle ilgili nasıl çalışmalar yapılmalı, önerileriniz nelerdir?
“MTA tarafından gerçekleştirilen jeolojik tehlikelere yönelik yürütülen projeler sonrasında, özellikle diri fayların geçtiği alanlarda, heyelan, tsunami ve sıvılaşmaya yatkın kesimlere yönelik planlama yapılabilmesi için büyük ölçekli (1:1.000, 1:5.000, 1:10.000) çalışmaların yapılması önemlidir. Ayrıca KKTC’de yer alan Güzelyurt ve Gazimagusa körfezlerinin Tsunami yönünden araştırılması gerekmektedir. KKTC genelini kapsayacak şekilde Deprem Tehlike Haritaları’nın oluşturulması elzemdir. Bu haritaların oluşturulabilmesi için gereken altlık veriler; Temel Jeolojik veri, Diri Fay Haritası, Kuvaterner Jeolojisi Haritası, Sıvılaşma Yatkınlık Haritaları, Paleosismolojik veri, Tsunami Araştırmları ve Kabuk kalınlığı gibi verilere ihtiyaç duyulmaktadır. Deprem öncesi çalışmalar kapsamında KKTC genelinde yapılması gereken en önemli çalışma Tsunami ve Kabuk Kalınlığının belirlenmesi çalışmalarından sonra KKTC Deprem Tehlike Haritası’nın oluşturulmasıdır.”
MTA Genel Müdürlüğü Jeoloji Etütleri Dairesi Başkanı Doç. Dr. Selim Özalp ve MTA Genel Müdürlüğü Jeoloji Etütleri Dairesi Başkanlığı Türkiye Paleosismoloji Araştırmaları Projesi Başkanı ve Jeoloji Yüksek Mühendisi Hasan Elmacı, YENİDÜZEN’in sorularını yanıtladı…