Connect with us

GÜNDEM

Başbakanlık görevine de adayım

Published

on

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili Hasan Taçoy, sadece UBP genel başkanlığına değil başbakanlığa da aday olduğunu belirterek, “Yılların verdiği tecrübe, kurumsal hafıza ve oluşturduğumuz iyi ekiplerle birçok şeyi başarmak boynumuzun borcu olacaktır” dedi.

Taçoy, Kuzey Kıbrıs Web TV’de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

TBMM’de alınan “Kıbrıs’ta iki devletli çözüm” kararına ilişkin soruyu yanıtlayan Taçoy, kararın, kendisi açısından beklenen bir gelişme olduğunu ifade ederek, kararın, Kıbrıs Türkü’nü azınlık olarak gören Rum anlayışına karşı alındığını söyledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Temmuz kutlama töreninde yaptığı konuşmada kullandığı, “aynı suda iki kere yıkanılmaz” ifadesini belleğine kaydettiğini belirten Taçoy, masaya aynı fikirlerle tekrar oturulmayacağını vurguladı.

Rum tarafının Türklerle hiçbir şeyi paylaşmak istemediğinin altını çizen Taçoy, “Bizi sadece bir azınlık olarak görüyorlar. Bu yüzden Türkiye Cumhuriyeti devletine ve Meclisine bir teşekkür borçluyuz. İki devletli çözüm politikasını ortaya koydular ve bu politikaya bir tezkere ile de destek verdiler. KKTC Meclisi de bir karar almalı ve bir an önce bunu yapmalıdır” dedi.

Hasan Taçoy, programda UBP kurultay sürecine ilişkin sorulara da yanıt verdi.

Kurultayda aday olma kararı verdikten sonra yaptığı ilk işin, Başbakan Üstel’den kendisini bakanlık görevinden almasını talep etmek olduğunu ifade eden Taçoy, aday olurken sadece UBP genel başkanlığına değil, aynı zamanda başbakanlığa da aday olduğu bilinciyle hareket ettiğini vurguladı.   

Taçoy, “Her ikisinin de sorumluluğunu hissederek, aday oldum. 2030’a kadar yapılacak tüm seçimlere ilişkin süreçlerin hesabını yaptım. ‘Adayım’ sözünün altını doldurmak için üzerime düşenleri eksiksiz yerine getirmek üzere bu iki göreve aday olduğumu söylüyorum” dedi.  

Sadece raflarda bekletilen projelerle değil, geleceğin projelerini de düşünerek ve ülkenin ihtiyaçlarına göre bazı alışkanlıkların değişmesi gerektiğini göz önünde tutarak, aday olduğunu belirten Taçoy, “Başarı kaçınılmazdır ve 21 Eylül’den sonra yapacağımız hükümet çalışmasında bunu göreceksiniz” dedi.

-“Göreve geldikten sonra başarı boynumuzun borcu olacak”

Her kademede düşünülmüş ve planlanmış bir hareket programı oluşturduklarını kaydeden Hasan Taçoy, “Sadece, ‘bana oyunuzu verin ben başkan olayım, başbakan olayım, ne yapacağımıza ondan sonra bakarız’ şeklinde değil, yılların verdiği tecrübe, kurumsal hafıza ve oluşturduğumuz iyi ekiplerle birçok şeyi başarmak boynumuzun borcu olacaktır” şeklinde konuştu.

Ülkenin hak ettiği bir başbakan olmak için yola çıktığını anlatan Taçoy, genel başkan olarak da ilk adımda genel merkez ile örgütler arasındaki kopukluğun düzeltilmesini önüne hedef olarak koyduğunu ve buna büyük önem verdiğini söyledi.

UBP içerisinde oluşturulan iletişimsizliğin yarattığı birçok olumsuz durum olduğunu ifade eden Taçoy, kaybolan parti içi demokrasiyi UBP’ye yeniden kazandırmak gerektiğini kaydetti.

Parti içi demokrasinin yeniden tesisi için gerekenleri adaylık süreciyle birlikte dile getirdiğini belirten Taçoy, partiyi toparlayacak bir genel başkana duyulan ihtiyaca dikkat çekti.

-“Elektrikte sadece üretime değil iletime de yatırım yapılması şart”

Elektrik konusuna yönelik bir soruyu yanıtlarken, sadece üretime yönelik değil, iletim altyapısına da ciddi bir yatırım gerektiğine işaret eden Taçoy, yaşanan kesintilerin önemli bir kısmının üretim eksikliğinden değil, iletimdeki arızalardan kaynaklandığını söyledi.  

Hasan Taçoy, “Altyapı güçlendirilmezse eğer kesintiler devamlı olacak. Siz elektriği üretseniz de kablo ile getirseniz de altyapıyı güçlendirmezseniz hiçbir şey değişmeyecek. Altyapıya yatırım devam etmeli ve ilk etapta güçlü bir pozisyona getirilmeli” dedi.

“Hükümet fiyat artışlarına karşı acilen ne önlemler almalı” şeklindeki soruya da yanıt veren Taçoy, ilk olarak pahalılığı yaratan unsurların düzeltmesi gerektiğini kaydetti.

Taçoy, istikrardan bahsedilmesine rağmen, ülke ekonomisinin istikrarlı bir yapıdan uzak olduğunu savunarak, kısa süre sonra yayınlayacakları manifestoda konunun detaylarıyla yer alacağını belirtti.

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GÜNDEM

Kıbrıs sorununda kritik üç ay

Published

on

RUM BASINI DEĞERLENDİRME

BM Genel Sekreteri’nin, bu hafta içinde ya da önümüzdeki hafta başında, Kıbrıs sorunu ve UNFICYP ile ilgili raporlarını sunması bekleniyor. Kıbrıs sorunu konusundaki İyi Niyet Misyonu’na ilişkin raporda, müzakerelerin yeniden başlaması yönünde son altı ayda atılan adımlarla ilgili olarak nelerin yer alacağını görmek ilginç olacaktır.

Bu hamleler, Ekim ayı ortasında gayrı resmi bir görüşme yapılmasına neden oldu ve Antonio Guterres, bir çalışma yemeği sırasında iki lidere, niyetleri ve Kıbrıs konusunda nasıl ilerleme sağlamayı hedeflediği konusunda bilgi verdi. Amaç, müzakereleri yeniden başlatmak olduğundan, raporun tepkilere neden olacak ya da yeni başlayan hareketliliği tehlikeye atacak herhangi bir ifade içermesi ihtimal dışıdır. Meşhur eşit mesafe mantığı çerçevesinde hareket edilmesi beklenmektedir.

Öte yandan UNFICYP ile ilgili rapor, her iki tarafla da ilişkileri iyi bilinen Colin Stewart’ın olayları nasıl gördüğünü kaydedeceği için enteresan olacaktır. Stewart’ın, ara bölgede yaşanan birçok olayı nasıl tanımlayacağını görmek ilginç olacaktır. Bu durumda da eşit mesafe mantığının korunması yönünde hareket etmesi beklenmektedir. Ara bölge içindeki çiftçilerin bazı eylemlerini, Türk askerinin ateşkes hattını ihlal etmeye yönelik hareketleriyle aynı kefeye koymaktadır.

Raporların sunulması ile UNFICYP’in görev süresini bir yıl daha uzatan yeni kararın kabulü arasında BM Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo’nun Kıbrıs’a gelmesi bekleniyor.

DiCarlo’nun adaya ve (muhtemelen) üç garantör ülkenin başkentlerine yapacağı ziyaretin amacı gayrı resmi bir beşli toplantı düzenlemek olacaktır.

DiCarlo’nun gelişi yeni geçiş noktalarının açılmasına yönelik bir anlaşmaya bağlanmış olsa da GKRY lideri Nikos Hristodulidis’in geçtiğimiz günlerde Fileleftheros gazetesine verdiği mülakatta ifade ettiklerine göre artık böyle bir durum söz konusu değil gibi görünüyor.

Ancak Türk tarafının sadece Haspolat’ın açılması konusunda ısrar etmesi ve Gaziler ya da Erenköy’de bir geçiş noktası açılmasını kabul etmemesi nedeniyle, barikatlar konusunda bir anlaşmaya varmak kolay olmayacak gibi görünüyor.

Barikatların açılmasının Kıbrıs sorununda bundan sonra atılacak adımlardan ayrılması, sonraki adımlara yardımcı olacak bir gelişme olarak görülüyor, aynı zamanda BM’nin gayrı resmi beşli toplantının gerçekleşmesini istediğini gösteriyor.

Beşli toplantının kesin tarihi, Genel Sekreter’in uygun hamleleri yapması beklenen Şubat ayında, ilgili tüm tarafları ilgilendiren bir konu olacaktır. Genel Sekreterliğin gayrı resmi bir beşli toplantı düzenlenmesi konusundaki ısrarı, ilgili tartışmaların ilk aşamalarında gösterdiği sert tepkilere rağmen, Türk tarafını bir ölçüde kabul etmeye zorlamış görünmektedir. Türk tarafının, İngiltere’nin beşli toplantıya katılması konusunda itirazı vardı, ancak Londra’nın, dışarıda kalmasının söz konusu olmadığı yönündeki tutumu her türlü tartışmayı sona erdirdi.

Beşli gayrı resmi toplantının tarihi ve yeri henüz belirlenmemiş olabilir, ancak tüm göstergeler toplantının Mart ayında, muhtemelen İsviçre’de (Kıbrıs sorununun başlıca tartışma yeri) yapılacağı yönündedir. Nikos Hristodulidis Filelefthoros’a, Genel Sekreterin önümüzdeki Mart ayında Brüksel’de olacağını söyledi. Bu da Guterres’in Brüksel ziyaretinin İsviçre’deki beşli toplantı ile birleştirilmesi ihtimalinin ciddi olduğunu gösteriyor.

Kıbrıs sorununda bundan sonraki gelişmeler açısından hayati önem taşıdığı düşünülen bir beşli toplantı… Türk tarafının niyetini ve bizzat BM’nin işleri nereye götürmek istediğini ortaya koyacaktır. Başka bir deyişle bu, amaçlarının özlü müzakerelere geçmek mi yoksa gayrı resmi fırsat toplantıları mantığıyla devam etmek mi olduğunu gösterecek.

Kıbrıs Rum tarafı için, Türk tarafıyla açılan iletişim kanalları önemli görülüyor. Hristodulidis “Türk tarafında konuşma arzusu” gördüğünü söyledi ve bu değerlendirmesini Budapeşte’de Hakan Fidan ile “yönetim başlığıyla ilgili” diyaloga dayandırdı. Ancak Kıbrıs Rum tarafı da dahil olmak üzere herkes, tüm taraflar aynı masada olduğunda bu havanın uygulamada öze ve içeriğe sahip olup olmayacağını görmeyi bekliyor.

Continue Reading

GÜNDEM

Ünlü rapçi Reckol, uyuşturucu bulundurmaktan tutuklandı

Published

on

Ünlü rapçi Reckol sahne almak için gittiği KKTC’de uyuşturucu madde ve yeşil reçeteye tabi ilaç bulundurmaktan gözaltına alındı. Reckol mahlaslı rapçi Recep Eker’in üzerinde 2 gram uyuşturucu ve yeşil reçeteye tabi 9 adet hap bulundu.

Güzelyurt-Lefkoşa ana yolu üzerinde Mevlevi çemberi mevkiinde, polis ekiplerinin yaptığı aramada, rapçi Recep Eker’in yolcu olarak bulunduğu araçta ve üzerlerinde yapılan aramalarda, 2 gram hintkeneviri ve haplar bulundu.

“Kanunsuz Uyuşturucu Madde Alma ve Tasarruf” ile “İlaç ve Eczacılık Yasasına Aykırı Hareket” suçlamalarından tutuklanan Recep Eker, Lefkoşa Kaza Mahkemesi’ne çıkarıldı.

KKTC basınında yer alan haberlere göre polisteki işlemlerinden sonra mahkemeye çıkarılan Reckol, üzerinden çıkan ilaçları tedavi amaçlı kullandığını ve Türkiye’de reçete ile kendisine verildiğini savundu.

İfadesinin ardından mahkeme ilaçların ve reçetenin araştırılması için ünlü rapçinin tedbiren tutuklu kalmasına karar verdi.

Continue Reading

GÜNDEM

YENİ YILDA ABD NÜKLEER DENİZALTINDA!..

Published

on

Rum Cumhurbaşkanı@Christodulides, yeni yılda güney Limasol’a gelen ABD donanmasına ait nükleer denizaltı USS Indiana’yı ziyaret etti.

Continue Reading

ÖNE ÇIKAN

Kıbrıs'ta doğru yorum, doğru haber