GÜNDEM
Rumlara kim casusluk yapıyor?
Published
2 ay agoon
By
dikdurusTanınmış Avukat Murat Metin Hakkı, Rum yönetiminin KKTC’deki mal mülk konusunda tutuklama girişimlerinin perde gerisine yönelik önemli bir iddia ortaya attı.
“Kimin ne malı var biliyorlar”… Avukat Hakkı, “Rum istihbaratı Kuzey’de çok aktif. Kimin nerede ne mal tuttuğunu biliyorlar. Bir müvekkilimin Baf’ta 180 dönüm arazisiyle ilgili davasında dediler ki; “Müvekkilinize Türk yönetimi tarafından 1969 senesinde Kızılbaş’ta tek kat 100 metrekarelik bir ev tahsis edildi.” Bunu bile buldular. İçişleri Bakanlığı ve Tapu Dairesi’nde bilgi belge ve kayıtlara erişme olanakları var.” diye konuştu.
“Hedefleri ekonomiyi çökertmek”… Rumların tutuklama girişimlerinin yüzlerce isimle olmayacağını söyleyen Hakkı, “Maksatları KKTC ekonomisine psikolojik darbe vurmaktır.”dedi. Bu meselenin panzehirinin Taşınmaz Mal Komisyonu olduğuna vurgu yapan Hakkı, “TMK ne kadar çok dosya sonuçlandırırsa toprak da o kadar Türkleşir. O zaman kimse sizi ‘sahte devlet’ ya da ‘işgalci’ diye eleştiremez.” dedi.
Kıbrıs ÖZEL
Tanınmış Avukat Murat Metin Hakkı, KIBRIS TV’de yayınlanan Taşlar Dökülürken programına konuk oldu, mülkiyet meselesi çerçevesinde son günler yaşanılan tutuklama eylemlerine ilişkin yorumlarda bulundu.
Rum Yönetimi’nin KKTC ekonomisine psikolojik bir darbe vurmak için bu tutuklamaları gerçekleştirdiğine dikkat çeken Hakkı, bu meselenin panzehirinin Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) olduğuna vurgu yaptı. Hakkı, TMK’nın ne kadar çok dosya tamamlarsa sorunun çözümünün de o denli hızlı olacağı vurgusunda bulundu.
Avukat Hakkı, önemli bir iddiayı da ortaya attı. Rum istihbarat biriminin Kuzey Kıbrıs’ta aktif olduğunu söyleyen Hakkı, “Burada kimin nerede ve ne kadar mal tuttuğunu biliyorlar. İçişleri bakanlığı ve Tapu Dairesi’ndeki bilgi ve belge kayıtlarına erişiyorlar.” dedi.
“Kasım 1983’te terk edilmiş malların mülkiyeti KKTC’ye geçti”
Avukat Hakkı, öncelikle ada üzerindeki toprak varlığının istatistiklerini paylaştı. Kıbrıs adasının yüz ölçümünün takriben 7 milyon dönüm olduğunu söyleyen Hakkı, 1974 sonrasında oluşan hukuki duruma açıklık getirdi:
“1974 Mutlu Barış Harekâtı’ndan sonra bu 7 milyon dönümün yaklaşık 2.4 milyon dönümü Türk kontrolünde kaldı. Türk kontrolündeki 2.4 milyon dönümün yaklaşık 1.7 milyonu 1974 öncesinden Rum gerçek ya da tüzel kişilerine ya da kilise ve kilise bağlantılı kuruluşlara aitti. Güney’de ise yaklaşık 450-500 bin dönüm bir Türk mülkiyeti vardı. Buna EVKAF malları da dahil.”
Hakkı, 1983 yılında KKTC’nin kurulmasıyla Kıbrıs Türk Federe Devleti anayasasına göre bir değişikliğe gidildiğini belirterek, “13 Şubat 1975 itibarıyla terkedilmiş bulunan bütün taşınmaz malların mülkiyeti KKTC’ye geçti. Örnek vermek gerekirse bir mal kaydında Yannis yazıyorsa üzerine çizgi çekildi ve KKTC kaşesi vuruldu ve bundan sonra mülkiyet KKTC’ye geçince geçirdiği düzenlemelere binaen uygun gördüğü gerçek ve tüzel kişilere koçan verdi. Tapuda kayıt altındadır ama koçanı alan vatandaş malının 1974 öncesi sahibi bilmemektedir.” dedi.
“Rum İçişleri Bakanı Kıbrıs Türk mallarının idaresini ele aldı”
Benzer uygulamanın Güney Kıbrıs’ta da yapıldığını anlatan Murat Hakkı, sözlerine şöyle devam etti:
“1991 yıllarında gündeme geldi ve 139/1991 sayılı yasayı geçirdiler. Orada da bizdekine benzer bir şekilde Rum İçişleri Bakanı vasi sıfatıyla bütün Kıbrıs Türk mallarının idaresini ele aldı ve uygun gördüğü malı uygun gördüğü bedel karşılığında istimlak edilmesine emir verdi yani bir mal istimlak edilecekse o malla ilgili muhatap Rum içişleri bakanı oldu. O malla ilgili bir dava açılacak ya da dava savunulacaksa yine tek muhatap Rum içişleri bakanı kabul edildi. Rumlar dış propaganda maksatları için “ben kimsenin mülkiyet hakkında kağıt üzerinde dokunmuyorum” dedi. Kira gelirini de teorik olarak bir banka hesabında topladığını söyledi ama hiç öyle bir hesapta yok. Olsa bile o hesabın akıbeti hiç belli değil ve gizemli bir hesap olarak gizemini koruyor ve tamamen propagandaya hizmet eden bir durumda duruyor.”
Louzidou davası ve TMK’nın kuruluşu
Avukat Hakkı, “Anayasasının 159’uncu maddesi ile 1987 yılında AİHM’ye bireysel başvuru hakkını tanınması sonrasında Titina Louzidou isminde bir kadın 1987’den sonra 1989’da ilk davayı açtı ve konu 7 yıl boyunca AİHM’nin gündeminde kaldı ve AİHM, KKTC anayasasının 159’uncu maddesini yok hükmünde kabul etti. AİHM Türkiye’yi sorumlu tutarak, “Türkiye Louzidou’nun malını geri iade etmeli ve 1989 yılından 1998 yılına kadar geçen süre için 1 milyon Euro civarında tazminat ödemelidir dedi. Güneyde ise Türk malları ile ilgili bir sürü davalar açıldı ancak o dönemde Rumların Kıbrıs Türkleri tarafından AİHM’ne götürülmesine karşı çıktı çünkü Rumları biz AİHM’ye götürürsek Rum hükümetini biz Kıbrıs Türklerinin hükümeti olarak tanımış oluruz dendi ve siyaseten bu Türk tarafı tarafından teşvik edilmedi.” diye konuştu.
1996 yılında Titina Louzidou kararı çıktıktan sonra bin 500 Rum’un daha başvuru yapması sonrasında AİHM’in adanın kuzeyinde bir iç hukuk yolu oluşturulmasını işaret ettiğini anımsatan Hakkı, şöyle devam etti:
“2003 yılında Mal Tazmin Komisyonu oluşturuldu ve yasal düzenlemelerde bazı yetersizlikler oldu ama orada görülen ilk davalar sonucunda bazı yetersizlikler oldu ama sonunda bu sistem yerine oturdu. 2010 yılına gelindiğinde Taşınmaz Mal Komisyonu etkin bir iç hukuk yolu olarak tanındı ve Türk tarafına tazminat ödeyerek mülkiyeti de alma bağlamında büyük bir avantaj ve kolaylık sağladı. KKTC devleti lehine feragatname imzalanarak tazminat talep etme olanağı tanıdı ve 2008 yılında Acapulco yasası denen bir düzenleme geçirildi ve devletten kiracı olduğunuz malın mülkiyetini Rum hak sahibi ile bir anlaşma yaparak alma hakkı elde edildi.”
“Panzehir TMK’dır”
Murat Hakkı TMK’nın para ödeme yoluyla Rumların mallarını satın alma ve mülkiyet konusunu Kıbrıs Türkleri lehine çevirme adına yeni bir olanak yarattığını belirterek süreç içerisinde yaşanan maddi olanaksızlıklar nedeniyle komisyonun verimli bir şekilde ilerleyemediğini anlattı.
Tutuklamaların gündeme gelmesiyle TMK’nın yeni Başkanı Növbet Ferit Vechi’nin bunu ciddiye aldığını ve ayni ciddiyeti bir hukukçu olan Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi Metin Feyzioğlu’nun da gösterdiğini söyleyen Hakkı, Hükümet nezdinde konunun anlaşılmasıyla önü tıkalı olan TMK’nın yaratılan olanaklarla yeniden etkin bir şekilde çalışmaya başladığını kaydetti. Hakkı sözlerine şöyle devam etti:
“2022’den itibaren paralarını Güney Kıbrıs’ta tutamayan Ruslar, Ukraynalı ve Musevi kökenli spekülatörler Kuzey Kıbrıs’a akın etti. Rumlar tutuklama eylemiyle KKTC ekonomisine psikolojik darbe vurmak istiyorlar. Burada ekonominin motoru inşaattır. Buna çomak soktuğunuz zaman ekonomik gelişimin sekteye uğrayacağı öngörülüyor. Bu nedenle Kişiler dikkatle seçiliyor. Bir avukat, bir müteahhit, bu defaki sefere belki bir emlakçı seçilecektir. Bunların panzehiri TMK’dır. Ne kadar dosya sonuçlanırsa melesinin önü açılır. Ben bu tutuklamaların yüzler binlerce kişi olacağını düşünmüyorum.”
“Ne kadar mal Türkleşirse o kadar meşru”
Kıbrıs sorununun 5-6 başlıkta ele alındığını ancak en önemlisi noktanın toprak olduğunu söyleyen Hakkı, “Üstünde bulunduğunuz toprak sizin ise kimse size karışamaz. Ne kadar çok toprak satın alınırsa Kuzey’deki anayasal durum o kadar meşru hale getirilir ve dünya ile entegre olur. TMK ne kadar çok dosya sonuçlandırırsak Kıbrıs sorunun da toprak zemini daha Türk olur. O zaman kimse sizi “sahte devletsiniz, işgalcisiniz” diye eleştiremez çünkü o toprak artık sizindir.” ifadelerine yer verdi.
Güney’de kalan Türk mallarına ilişkin soruya karşılık Hakkı, “Türkler ilgili davalarda geç kaldı. Konular AİHM’e 2020’lerde geldi. Ama Güney’de Türk mallarıyla ilgili pek fazla dava olmamasının bir nedeni de bazı göçmenlerin KKTC devleti lehine feragatname imzalayıp Kuzey’de çok fazla şekilde karşılığını almalarındandır. Tabi bu herkes için geçerli değildir.” dedi.
“Rum istihbaratı Kuzey’de çok aktif”
Murat Hakkı, çok önemli bir de iddia ortaya attı. “Rum istihbaratı Kuzey’de çok aktif. Kimin nerede ne mal tuttuğunu biliyor.” diyerek bu tutuklamaların nasıl gerçekleştiğine yönelik tahminde de bulunan Hakkı, Rumların KKTC İçişleri Bakanlığı ve Tapu Dairesi’ndeki her bilgi ve belgeye sahip olduğunu iddia etti. Bunu Güney’deki mahkemede yaşadığı bir olaya dayandıran Hakkı, konuya ilişkin şunları söyledi:
“Bir müvekkilimin 180 dönüm Baf’taki arazisiyle ilgili davası vardı. Bize dediler ki; 1969 senesinde Kızılbaş’ta tek kat 100 metrekarelik bir ev tahsis edildi Türk yönetimi tarafından.” Bunu bile buldular. Buradaki İçişleri Bakanlığı ve Tapu Dairesi’ndeki bilgi belge kayıtlarına erişme olanakları var. Rumlar sizin eşinizden daha iyi bir şekilde biliyor sizin mal durumunuzu. Çok endişe verici bir durum.”
You may like
-
Adaleti sağlamak yalnızca yargının görevi değil
-
Ticaret Odası: Maaş artışı olmasın, yolun sonuna geldik
-
Turanlı’ya imtiyazlar bitmiyor: Rapor kamuoyundan sır gibi saklanıyor
-
‘Cumhurbaşkanımız mı var, şovmenimiz mi?’
-
Niyetim var, kendi yoklamalarımı yapıyorum
-
Havanda su dövmek yerine sonuç odaklı bir sürece girilmesini beklemektedir
GÜNDEM
Adaleti sağlamak yalnızca yargının görevi değil
Published
4 saat agoon
Eylül 16, 2024By
dikdurusCTP Genel Başkanı Erhürman, “Adaleti sağlamak yalnızca yargının görevi değil. Küçücük çocuklarımıza, gençlerimize bu eşitsizliğin, adaletsizliğin fütursuzca yaşatıldığı bugünde başka herhangi bir şey üzerinde konuşmak kolay değil” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Adli Yıl Açılış Töreni’ne katıldığını, çok önemli konuşmalar ve saptamalar yapıldığını belirtti.
Adaleti sağlamanın yalnızca yargının görevi olmadığının altını çizen Erhürman, “Küçücük çocuklarımıza, gençlerimize bu eşitsizliğin, adaletsizliğin fütursuzca yaşatıldığı bu günde başka herhangi bir şey üzerinde konuşmak kolay değil” ifadelerini kullandı.
Konuyla ilgili sosyal medya hesabından paylaşım yapan CTP Genel Başkanı Erhürman, şunlar kaydetti:
“Sabah Adli Yıl Açılış Töreni’ndeydik. Çok önemli konuşmalar ve saptamalar yapıldı. Onlar üzerine birkaç kelam etmek gerekirdi aslında bugün.
Ama biliyoruz ki adaleti sağlamak yalnızca yargının görevi değil. Küçücük çocuklarımıza, gençlerimize bu eşitsizliğin, adaletsizliğin fütursuzca yaşatıldığı bugünde başka herhangi bir şey üzerinde konuşmak kolay değil.
Yeni adli yıl, işleri her gün biraz daha zorlaşan yargıçlarımıza, savcılarımıza, avukatlarımıza ve idari personele hayırlı olsun…”
Business
Ticaret Odası: Maaş artışı olmasın, yolun sonuna geldik
Published
5 saat agoon
Eylül 16, 2024By
dikdurusKıbrıs Türk Ticareti Odası, özel sektör ve kamuda “maaş artışı yapılmamasını” önerdi, buraya harcanacak kaynağın enerji, iletişim, akaryakıt gibi temel giderlerin ucuzlatılmasını istedi.
Kıbrıs Türk Ticaret Odası yönetimi bir grup gazeteciyle bir araya geldi, “Maaş artışı pahalılığı körükleyecek” iddiasını ortaya koydu.
KTTO Başkanı Turgay Deniz, asgari ücrete hayat pahalılığı oranında artış durumunda, çevre ülkelerin üzerine çıkılacağını belirtti, “915 dolardan 1190 dolara yükselecek maaşlarla birlikte alışveriş güneye kayacak” dedi.
Meclis’e “ivedi” toplantı çağrısı yapan Kıbrıs Türk Ticaret Odası, “Böyle giderse kamu bütçesi tarihin en yüksek borçlanması ile yüzleşecek, iş yerleri kapatılacak, işsizlik büyüyecek, yolun sonuna geldik” dedi.
“Hayatı durduracak güce sahibiz” diyen Kıbrıs Türk Ticaret Odası, “Mahalli gelirlerin yüzde 80’i Ticaret Odası üyelerinin ödediği vergilerdir” şeklinde konuştu.
Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın önerisi, “oybirliği” ile alınan 4 ayda bir hayat pahalığı ödeneği kararının geri alınarak, bunun yerine “devlet”in uhdesinde olan mal ve hizmetlerin ucuzlanması için destek sağlanması oldu.
Business
Turanlı’ya imtiyazlar bitmiyor: Rapor kamuoyundan sır gibi saklanıyor
Published
2 gün agoon
Eylül 14, 2024By
dikdurusCTP Milletvekili Salahi Şahiner, Ercan Havalimanı’nın işletmecisi olan T&T’nin sahibi Emrullah Turanlı’ya yüz milyonlarca Euro değerinde rant sağlanan yeni rapor oluşturulduğuna işaret etti. Şahiner, Turanlı’ya sağlanan imtiyazların ardı arkasının kesilmediğini hatırlattı.
Kıbrıs Postası’na konuşan Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Salahi Şahiner, Ercan Havalimanı’nın işletmecisi olduğu T&T’nin sahibi Emrullah Turanlı’ya imtiyazların bitmek bilmediğini vurguladı ve kamuoyundan sır gibi saklanan rapora dikkat çekti.
Geçtiğimiz yıl ek sözleşme 5 ile bağışlanan 59 milyon Euro yetmezmiş gibi, sözleşme tahtında kurulması öngörülen hakem heyeti raporunun da hazırlandığını belirten Şahiner, kamuoyundan sır gibi saklanan rapora bakıldığında karşılığı yüz milyonlarca Euro değerinde yeni rant sağlandığına vurgu yaptı.
“T&T’NİN YAPACAĞI İŞLER KKTC DEVLETİNE YÜKLENDİ”
T&T’nin resmen kendi yapmış gibi gösterdiği ama cebimizden kuruş kuruş ödediğimiz yeni Ercan Havalimanı’na resmen ‘çöktüğünü’ anlatan Salahi Şahiner, şunları belirtti:
“İhaleyi kazanan şirket, ihale şartnamesine göre yapacağı bütün işleri uluslararası havacılık standartlarına göre yapması bir zorunlulukken ve T&T yapacağı işleri ilgili uluslararası standartlara göre yapmadı diye DHMİ müdürünün kurduğu hakem heyeti ile bu işi KKTC devletine yükledi”
“ŞİRKET HAVALİMANINI BELİRTİLEN YATIRIM SÜRELERİ İÇERİSİNDE BİTİRİP DEVRETMESİ GEREKİYORDU”
19 milyon Euro’nun daha T&T’nin kasasına ödeme yükümlülüğü getirildiğini, Ercan İşletme Haklarının devredilmesine ilişkin ihalenin 25 yıllık yap-işlet-devret ihalesi olduğunu ve 2012 yılında yapıldığını anımsatan CTP Milletvekili Şahiner, “Sözleşme ise 2013 yılı başında imzalandı. 2013 + 25 = 2038 yılında ilgili şirket havalimanını belirtilen yatırım süreleri içerisinde bitirip devretmesi gerekiyordu” dedi.
“Emrullah Turanlı, ERCAN HAVALİMANI’NA ÇÖKTÜ!”
Lakin, Emrullah Turanlı’nın sürekli olarak “anlaşılamayan” bir şekilde almış olduğu imtiyazlar ile resmen Ercan Havalimanı’na çöktüğünün altını çizen Şahiner, “Kemal Dürüst zamanında imzalanan ek sözleşme 2 ile 4 yıl uzatma almış ve teslim tarihini 2042 yılı ocak ayına çektirmiştir” ifadelerini kullandı.
“İHTİLAFLI KONULARIN ÇÖZÜMÜ 7 KİŞİLİK EKİBE BIRAKILDI”
“24.05.2021 tarihinde ise sessiz sedasız imzalanan ek sözleşme No:4 ile belli başlı yerlerin teslimine kadar geçecek süre içerisinde 1 güne karşılık 1.5 gün “yatırım süresi” verilmesini hükümete kabul ettirmiştir” değerlendirmesini yapan Salahi Şahiner, geçtiğimiz yıl imzalanan Ek sözleşme 5 ile mahkemelerin görev alanına tecavüz ettirilip hakem heyeti kurulmasının kararlaştırıldığını ve ihtilaflı konuların çözümünün bu 7 kişilik ekibe bırakıldığını aktardı.
“TURANLI’NIN İŞLETME SÜRESİ ‘ISMARLAMA’ RAPORLA UZATILDI”
Sır gibi saklanan hakem heyeti raporuna göre Emrullah Turanlı’nın işletme süresinin ‘ısmarlama’ bir raporla 3 yıla yakın bir süre daha uzatılıp 2044 yılı sonuna çekildiğini vurgulayan CTP Milletvekili Şahiner, “Erhan Arıklı’nın sosyal medya ortamında yaptığı açıklamaya göre 2042 yılından sonra merkez bankası ve maliyenin hesaplarına göre havaalanı yıllık cirosu 250 milyon Euro olacağını açıklamıştı” dedi.
“ÜÇ YILLIK UZATMA İLE TURANLI’NIN DEVLETTEN ÇALACAĞI T&T’NİN KASASINA KOYACAĞI RAKAM 375 MİLYON EURO”
Yani bu uzatma süresinin 715 milyon Euro gibi bir rakama tekabül ettiğini, devlete kalması gerekenin 375 milyon Euro olduğunu işaret eden Salahi Şahiner, “Yani bu üç yıllık sözleşme uzatmasının devletten çalacağı ve Emrullah Turanlı’nın şirketi olan T&T’nin kasasına koyacağı rakam en az 375 milyon Euro’dur” ifadelerini kullandı.
“TURANLI’YA 100 MİLYON EURO CİVARINDA YENİ BİR RANT KAPISI DAHA AÇILDI”
Kamuoyundan sır gibi saklanan, Bakanların ve Hükümete mensup milletvekillerinin bile haberi olmayan Hakem Heyeti raporunun tam bir rezalet olduğunu dile getiren Şahiner, “Geçtiğimiz yıl Turanlı’ya yapılan 59 milyon Euro vergi bağışı yetmezmiş gibi, Turanlı’ya toplamda 100 milyon Euro civarında yeni bir rant kapısı daha açıldı” dedi.
“PİST İNŞAASI NEDENİYLE DEVLETE 19 MİLYON EURO CEZA KESİLDİ”
Ercan Havalimanı işletme süresinin bin 45 gün uzatılarak devletin milyarlarca TL zarara uğratıldığını ifade eden Salahi Şahiner, “DHMİ müdürünün kurduğu hakem heyeti, akla ziyan bir karar ile, T&T şirketi İhale Şartnamesindeki yükümlülüğü olan pist inşasını gerektiği şekilde yapmadığı, yapılmasının “ilave bir ek iş” olduğu gerekçesi ile KKTC devletine 19 milyon Euro ceza kesti!” şeklinde konuştu.
“BAĞIMSIZ YARGININ GÖREV ALANINA TECAVÜZ EDİLDİ”
“Kamu maliyesinin halk nasıl soyulur, yandaşlara nasıl peşkeş çekilirden ibaret bir hale getirildiği bir süreçten geçmeye devam ediyoruz” diyen Şahiner, geçtiğimiz yıl 20 Temmuz öncesinde yangından mal kaçırır gibi imzalatılan Ercan Havaalanı İşletme Haklarının Devri Sözleşmeleri’ne ek olarak imzalanan “Ek Sözleşme 5” kapsamında; devlet ile T&T şirketi arasındaki sözde ihtilaflı konuların çözümü için kurulması öngörülen, bağımsız yargının görev alanına tecavüz edilerek kurdurulan sözde Hakem Heyetinin 05 Haziran 2024 itibarı ile kararını ürettiğini kaydetti.
“HAKEM HEYETİNİN KARARLARI İLE TURANLI’NIN ŞİRKETİNE KIYAK GEÇİLDİ”
Hakem Heyetinin ürettiği karar ile, Emrullah Turanlı’nın şirketine kıyak geçmekte istikrarlı davranan hükümetin yine bir büyük rezalete daha imza attığına dikkat çeken CTP Milletvekili Şahiner, “Alınan karar ile, geçtiğimiz yıl Turanlı’ya yapılan 59 milyon Euro vergi bağışı yetmezmiş gibi, üzerinden bir yıl geçmeden, Turanlı’ya toplamda 100 milyon Euro civarında bir rant kapısı daha açıldı” dedi.
Hakem Heyeti tarafından alınan karar ile, devletin kasasına girecek ve bu halka sağlık, ulaşım, eğitim, üretime destek gibi hizmetler olarak geri dönmesi beklenen milyarlarca TL’nin, halktan çalınıp ilgili Turanlı’nın sahibi olduğu T&T’nin kasasına konulacağını aktaran Şahiner, şunları kaydetti:
“İşte Başbakanın kurultay öncesinde kendi bakanlarından ve milletvekillerinden bile sakladığı, ilgili bakanın kadük oldu dediği; bu ülkede yaşayan herkese ihanet sözleşmesi mahiyeti taşıyan Ek Sözleşme 5’in tahkim maddesi uyarınca kurulması öngörülen hakem heyetinin akla zarar kararı:
“TURANLI’NIN ERCAN HAVALİMANINI İŞLETME SÜRESİ 1045 GÜN UZATILARAK 2042’NİN OCAK AYINDAN 2044’ÜN KASIM AYINA ÇEKİLDİ”
Hakem Heyetinin kararına göre ,2042 yılında Turanlı tarafından devlete teslim edilmesi gereken havalimanının teslim süresi 1045 gün uzatılarak 19.11.2044’e kadar uzatıldı. Turanlı’nın yıllık cirodan elde ettiği meblağ 30 milyon Euro civarında iken; Hakem Heyeti tarafından yapılan üç yıla yakın bir uzatma ile ,devlete kalması gereken 90 milyon Euro’ya yakın kaynak, bu süre zarfında hükümet tarafından Turanlı’nın kasasına konulacak.
“TURANLI YAPMAKLA MÜKELLEF OLDUĞU PİSTİ YAPMADI DİYE DEVLETE 19.144.577 DOLAR CEZA KESİLDİ”
Hakem Heyeti kararında ayrıca, Emrullah Turanlı’ya ait T&T şirketi’nin Ercan Havalimanı İhale Şartnamesi kapsamında yapması gereken pisti, gerektiği gibi yapmadığı, yapılması devlete 19.144.577 dolar ceza kesildiği belirtildi.
Gözümüz gibi bakmamız gereken yargı organımız, Hakem Heyeti ile yabancı bir sermayenin ayakları altında çiğnetilerek, işlevsiz hale getirildi”