Kıbrıs Postası yazarı Gökhan Altıner, bugünkü yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ünal Üstel’in arasının çok iyi olduğunu yazdı….
İşte o yazı;
Türkiye ile KKTC Hükümetleri iyi bir sinerji yakaladı. Bunun bozulmadan devam etmesi gerekiyor. UBP Kurultayı işte bu nedenle çok önemli. Yaşadığımız bu süreç bana İrsen Küçük-Beşir Atalay dönemini hatırlattı. O zamanlar cumhurbaşkanı yardımcılığı yoktu ama KKTC işlerinden sorumlu bakanlıklar vardı. Merhum İrsen bey ile Beşir Atalay çok sıkı bir dostluk kurmuşlardı. O zamanlarda İrsen beyin danışmanlığını yaptığım için çok iyi hatırlıyorum telefonda sık konuşurlar ve durumları değerlendirirlerdi. Daha sıkı bir iş birliği vardı. Elçi üzerinden de ilişkiler sürdürülürdü ancak başbakan ile başbakan yardımcısı olarak daha sıkı bir iş birliği vardı iki ülke arasında.
Yine çok iyi hatırlıyorum ki Tayyip Bey’in talimatı üzerine Beşir bey sıkça KKTC’ye gelir giderdi. Sanırım benzer bir dönem yaşıyoruz yaşayacağız.
Tarih tekerrürden ibaret işte.. Sonu benzemesin. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Ünal Üstel’i önemsiyor ve değer veriyor. Ünal Bey, Tayyip Bey’in güvenini kazanmış bir siyasi figür. İyi bir ilişkileri var. Faiz Bey başbakanken, Tayyip Bey’in Faiz Bey üzerinden Ünal Bey’e selam gönderdiğini de bizzat Faiz Bey’in ağzından duymuştum.
Türkiye ile sıkı ilişkilerin olması ve bunun düzeyinin yüksek yapılması son derece manidardır. Aracılar yanlış anlamalara sebebiyet verebilir ki bunları çok yaşadık yakın geçmişte bu nedenle doğrudan irtibatın olması son derece iyidir.
Öyle anlıyoruz ki Tayyip bey yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı sık sık KKTC’ye gönderecek ve daha çok ilgilenmesini isteyecek. Daha önceleri de yazdım; Kıbrıs Tayyip beyin çok yakından ilgilendiği bir ülke. Olup bitenleri yakından takip ediyor ve alakadar oluyor.
SIKI İLİŞKİLER FAYDA DOĞURMALI
Evet iki ülkenin birbiriyle yakından ilgilenmesi ve sorunların çözülmesi, yatırımların yapılması KKTC’nin kalkınması için güzel sonuçlar doğuracaktır. Örneğin yılan hikayesine dönen yeni Lefkoşa hastanesinin yapımını umarım bir an önce başlanır. İki ülke arasındaki enterkonnekte sistemle ilgili çalışmalar bir an önce başlar. Bugün başlasa beş yıl süreceği söyleniyor ne kadar doğrudur bilmiyoruz. Derinya’ya sosyal konut projesi başlanır ve ev sahibi olamayan Kıbrıslı Türkler de bu projeden yararlanır.
Velhasıl kelam yapacak çok iş var. İşte ilişkiler sıkı tutulur ve aracılar bu ilişkileri bozmazsa ve sağlıklı bir diyalog kurulur KKTC’nin menfaatine birçok şey yapılabilir.
TÜRKİYE’Yİ DE DOĞRU ANLAMAK LAZIM
Türkiye bugüne kadar Kıbrıslı Türklerin hep menfaatine çalışmıştır. AK Parti Hükümeti KKTC’ye yatırımlarını hiç aksatmadı. Maddi yardımları yaptı ve KKTC’nin kalkınması için birçok projeye ön ayak oldu. Amerikalıların bir sözü vardır “use me” derler anlayacağınız gibi “beni kulan”. KKTC Hükümeti iyi anlamda Türkiye’nin kaynaklarını kullanmayı başarmalıdır. Mali protokole uymalı ve reform isteyen adımları çekinmeden atmalıdır. Türkiye’ye karşı dürüst olur, ev ödevlerini doğru yaparsak Türkiye’den gerektiğinde ek kaynak koparmak da zor değildir.
Sonuçta Ankara hükümetinin desteklediği bir cumhurbaşkanı ve bir hükümet var KKTC’de. İşte bu sinerjiyi ve uyumu doğru kullanabilirsek KKTC’nin kalkınması ve yaşadığı ekonomik zorluklarla mücadele etmesini kolaylaştırabiliriz. Beş yüz değil bin yataklı bir hastane istenmeli, enterkonnekte sistem için bir an önce yatırımların başlamasını sağlamak lazım, Derinya’ya yapılacak sosyal konut projelerinden azami olarak Kıbrıslı Türklerin de faydalanmasını sağlamak lazım ve en önemlisi Türk Lirası’nın aşırı değer kaybından doğan açığı ek bir protokolle Türkiye’den alabilmek lazım.
KKTC gibi küçük bir ülkeyi yönetmek bu kadar zor olmasa gerek. Pozitif anlamda Türkiye’den yararlanmak ve KKTC ekonomisinin ve Kıbrıslı Türklerin rahatlamasını sağlamak zor olmasa gerek.
Her şey samimiyet ve çalışmaktan geçiyor.