Business
BAŞBAKAN: 2025, 2024’TEN İYİ OLACAK
Published
4 hafta agoon
By
dikdurusBaşbakan Ünal Üste, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın, iki günlük bir çalışma ziyaretinde, hem devam eden İktisadi ve Mali İşbirliği Antlaşmasınının ele alındığını, hem iki yeni protokole imza attıklarını, hem de devam etmekte olan projelerin geldiği son aşamalarla ilgili gerekli istişarelerde bulunduklarını işaret etti.
Başbakan Üstel, büyüklüğü açısından rekor sayılabilecek 16 Milyar TL’yi aşkın bir kaynağı içeren İktisadi ve Mali İşbirliği Antlaşmasının ilk paket kaynak aktarımlarının gerçekleştiğini duyurdu.
“Yine bu ziyaret süresince, şehit ailelerimizin ve gazilerimizin Türkiye’de şehit aileleri ve gazilere uygulanan önemli sosyal haklardan faydalanmasını sağlayacak bir protokole imza attık” diyen Ünal Üstel, Girne’de yeni açılan askeri hastaneden sivil vatandaşların da yararlanmasının önünü açan bir protokol imzaladıklarını hatırlattı.
Ülkede yarım kalan tüm projeleri bitireceklerinin altını çizen Başbakan Ünal Üstel, “Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesi projesinin gelinen son aşamasını ele aldık. Süreç ilerliyor. Kararlıyız. Mutlaka hayata geçecek” vurgusu yaptı.
Yarım kalan ya da henüz başlamamış yol projelerinin hepsini tamamlayacaklarını belirten Üstel, “Bunlardan en önemlileri, Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu, Alsancak-Lapta Yolu, Girne-Çatalköy Yolu, Karpaz – Zafer Burnu yolu. Bunların tamamını bitireceğiz” ifadelerini kullandı.
Eğitimde okul projelerine devam ettiklerine dikkat çeken Ünal Üstel, “40 yeni okul hedefini ortaya koymuştuk. 4 yılda 18’e ulaştık. Hedefimiz 2027 yılına kadar bu hedefe doğru yürümek” değerlendirmesini yaptı.
Dijitalleşme, e-devlet, fiber optik, daha hızlı internet, tekno parklar, bilişim adası hedefi gibi konularda da ara vermeden çalıştıklarını aktaran Üstel,
“Turizm, inşaat gibi sektörlerin, istikrarlı ve sürdürülebilir şekilde büyümeleri, gelişmeleri için atılacak yeni adımlar üzerinde de çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
“İLK AKTARIM GERÇEKLEŞTİ”
Başbakan Ünal Üstel, konuyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunlara dikkat çekti:
“Değerli kardeşlerim;
Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, ülkemize iki günlük bir çalışma ziyaretinde bulundu.
İki günlük süre içerisinde, hem devam eden İktisadi ve Mali İşbirliği Antlaşmamızı ele aldık, hem iki yeni protokole imza attık, hem de devam etmekte olan projelerin geldiği son aşamalarla ilgili gerekli istişarelerde bulunduk.
Değerli kardeşlerim,
Büyüklüğü açısından rekor sayılabilecek 16 Milyarı aşkın bir kaynağı içeren İktisadi ve Mali İşbirliği Antlaşmamızın ilk paket kaynak aktarımları gerçekleşti. Bu bizler için son derece önemli bir adım.
“GİRNE ASKERİ HASTANEDEN SİVİL VATANDAŞLAR DA YARARLANABİLECEK”
Yine bu ziyaret süresince, şehit ailelerimizin ve gazilerimizin Türkiye’de şehit aileleri ve gazilere uygulanan önemli sosyal haklardan faydalanmasını sağlayacak bir protokole imza attık.
Girne’de yeni açılan askeri hastaneden sivil vatandaşlarımızın da yararlanmasının önünü açan bir protokol imzaladık.
Değerli kardeşlerim,
Türkiye ile güven üzerine inşa ettiğimiz, sonuç odaklı, uyumlu, kararlı ve programlı yürüyen işbirliğimiz sayesinde ülkede yarım kalan tüm projeleri bitireceğiz.
“KABLO İLE ELEKTRİK KONUSU MUTLAKA HAYATA GEÇECEK”
Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesi projesinin gelinen son aşamasını ele aldık. Süreç ilerliyor. Kararlıyız. Mutlaka hayata geçecek.
Bazı önemli yolları tamamlamış olsak da hala yarım kalan ya da henüz başlamamış yol projeleri var hepsini tamamlayacağız.
Bunlardan en önemlileri, Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu, Alsancak-Lapta Yolu, Girne-Çatalköy Yolu, Karpaz – Zafer Burnu yolu. Bunların tamamını bitireceğiz.
Yarım kalan hastane projelerini ele aldık, başlattık, bunlar da tamamlayıp hizmete açacağız.
Eğitimde okul projelerine devam ediyoruz. 40 yeni okul hedefini ortaya koymuştuk. 4 yılda 18’e ulaştık. Hedefimiz 2027 yılına kadar bu hedefe doğru yürümek.
Dijitalleşme, e-devlet, fiber optik, daha hızlı internet, tekno parklar, bilişim adası hedefi gibi konularda da ara vermeden çalışıyoruz. Bunları da ele aldık.
Turizm, inşaat gibi sektörlerin, istikrarlı ve sürdürülebilir şekilde büyümeleri, gelişmeleri için atılacak yeni adımlar üzerinde de çalışıyoruz.
Gençlerimizin kendi topraklarında kök salmaları, yuva kurmaları, iş sahibi olmaları, genç yatırımcılar haline dönüşmeleri, ambargoların engel koyamayacağı yeni ve teknolojik iş yapma ortamlarında gelişim sağlayabilmeleri için de önemli adımlar attık ve atacağız.
“2025, 2024’TEN İYİ OLACAK”
İki günlük süre içerisinde, Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Cevdet Yılmaz ve heyetlerle gerçekleştirdiğimiz tüm toplantılarda KKTC’nin istikrarlı şekilde büyümesi, kendi kendine yeten, kendi ayakları üzerinde duran bir yapıya kavuşması için ele alınabilecek ne kadar konu varsa hepsini konuştuk,
2024, 2023’ten çok daha iyi olacak demiştim. Şimdi yeni iddiamızı ortaya koyuyorum. 2025, 2024’ten de çok daha iyi olacak.
Türkiye’de ekonomik istikrar her geçen gün daha da güçleniyor. Ekonomik sıkıntılar bir önceki yıla göre giderek hafifliyor. Bunun olumlu yansımaları bizde de görülecek. Yarınlar çok daha güzel olacak.
Elbette hazırlıklarını yaptığımız tüm bu işler ve projeler, ülkedeki siyasi istikrarın devamı, Türkiye ilişkilerinin karşılıklı güven içerisinde ve uyumla sürdürülmesi ve çok çalışmamızla hayata geçebilir.
O yüzden iktidarda ve istikrarla devam diyoruz. Durmak yok, çalışmaya devam diyoruz.
Bu vesileyle, Halkımıza vermiş oldukları büyük destekten dolayı, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz’a ve toplantılarımıza katılarak çalışmalara katkı sağlayan tüm heyetlere bir kez daha teşekkür ediyorum.
Hepinize iyi pazarlar diliyorum”
You may like
Business
Ticaret Odası: Maaş artışı olmasın, yolun sonuna geldik
Published
3 hafta agoon
Eylül 16, 2024By
dikdurusKıbrıs Türk Ticareti Odası, özel sektör ve kamuda “maaş artışı yapılmamasını” önerdi, buraya harcanacak kaynağın enerji, iletişim, akaryakıt gibi temel giderlerin ucuzlatılmasını istedi.
Kıbrıs Türk Ticaret Odası yönetimi bir grup gazeteciyle bir araya geldi, “Maaş artışı pahalılığı körükleyecek” iddiasını ortaya koydu.
KTTO Başkanı Turgay Deniz, asgari ücrete hayat pahalılığı oranında artış durumunda, çevre ülkelerin üzerine çıkılacağını belirtti, “915 dolardan 1190 dolara yükselecek maaşlarla birlikte alışveriş güneye kayacak” dedi.
Meclis’e “ivedi” toplantı çağrısı yapan Kıbrıs Türk Ticaret Odası, “Böyle giderse kamu bütçesi tarihin en yüksek borçlanması ile yüzleşecek, iş yerleri kapatılacak, işsizlik büyüyecek, yolun sonuna geldik” dedi.
“Hayatı durduracak güce sahibiz” diyen Kıbrıs Türk Ticaret Odası, “Mahalli gelirlerin yüzde 80’i Ticaret Odası üyelerinin ödediği vergilerdir” şeklinde konuştu.
Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın önerisi, “oybirliği” ile alınan 4 ayda bir hayat pahalığı ödeneği kararının geri alınarak, bunun yerine “devlet”in uhdesinde olan mal ve hizmetlerin ucuzlanması için destek sağlanması oldu.
Business
Turanlı’ya imtiyazlar bitmiyor: Rapor kamuoyundan sır gibi saklanıyor
Published
3 hafta agoon
Eylül 14, 2024By
dikdurusCTP Milletvekili Salahi Şahiner, Ercan Havalimanı’nın işletmecisi olan T&T’nin sahibi Emrullah Turanlı’ya yüz milyonlarca Euro değerinde rant sağlanan yeni rapor oluşturulduğuna işaret etti. Şahiner, Turanlı’ya sağlanan imtiyazların ardı arkasının kesilmediğini hatırlattı.
Kıbrıs Postası’na konuşan Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Salahi Şahiner, Ercan Havalimanı’nın işletmecisi olduğu T&T’nin sahibi Emrullah Turanlı’ya imtiyazların bitmek bilmediğini vurguladı ve kamuoyundan sır gibi saklanan rapora dikkat çekti.
Geçtiğimiz yıl ek sözleşme 5 ile bağışlanan 59 milyon Euro yetmezmiş gibi, sözleşme tahtında kurulması öngörülen hakem heyeti raporunun da hazırlandığını belirten Şahiner, kamuoyundan sır gibi saklanan rapora bakıldığında karşılığı yüz milyonlarca Euro değerinde yeni rant sağlandığına vurgu yaptı.
“T&T’NİN YAPACAĞI İŞLER KKTC DEVLETİNE YÜKLENDİ”
T&T’nin resmen kendi yapmış gibi gösterdiği ama cebimizden kuruş kuruş ödediğimiz yeni Ercan Havalimanı’na resmen ‘çöktüğünü’ anlatan Salahi Şahiner, şunları belirtti:
“İhaleyi kazanan şirket, ihale şartnamesine göre yapacağı bütün işleri uluslararası havacılık standartlarına göre yapması bir zorunlulukken ve T&T yapacağı işleri ilgili uluslararası standartlara göre yapmadı diye DHMİ müdürünün kurduğu hakem heyeti ile bu işi KKTC devletine yükledi”
“ŞİRKET HAVALİMANINI BELİRTİLEN YATIRIM SÜRELERİ İÇERİSİNDE BİTİRİP DEVRETMESİ GEREKİYORDU”
19 milyon Euro’nun daha T&T’nin kasasına ödeme yükümlülüğü getirildiğini, Ercan İşletme Haklarının devredilmesine ilişkin ihalenin 25 yıllık yap-işlet-devret ihalesi olduğunu ve 2012 yılında yapıldığını anımsatan CTP Milletvekili Şahiner, “Sözleşme ise 2013 yılı başında imzalandı. 2013 + 25 = 2038 yılında ilgili şirket havalimanını belirtilen yatırım süreleri içerisinde bitirip devretmesi gerekiyordu” dedi.
“Emrullah Turanlı, ERCAN HAVALİMANI’NA ÇÖKTÜ!”
Lakin, Emrullah Turanlı’nın sürekli olarak “anlaşılamayan” bir şekilde almış olduğu imtiyazlar ile resmen Ercan Havalimanı’na çöktüğünün altını çizen Şahiner, “Kemal Dürüst zamanında imzalanan ek sözleşme 2 ile 4 yıl uzatma almış ve teslim tarihini 2042 yılı ocak ayına çektirmiştir” ifadelerini kullandı.
“İHTİLAFLI KONULARIN ÇÖZÜMÜ 7 KİŞİLİK EKİBE BIRAKILDI”
“24.05.2021 tarihinde ise sessiz sedasız imzalanan ek sözleşme No:4 ile belli başlı yerlerin teslimine kadar geçecek süre içerisinde 1 güne karşılık 1.5 gün “yatırım süresi” verilmesini hükümete kabul ettirmiştir” değerlendirmesini yapan Salahi Şahiner, geçtiğimiz yıl imzalanan Ek sözleşme 5 ile mahkemelerin görev alanına tecavüz ettirilip hakem heyeti kurulmasının kararlaştırıldığını ve ihtilaflı konuların çözümünün bu 7 kişilik ekibe bırakıldığını aktardı.
“TURANLI’NIN İŞLETME SÜRESİ ‘ISMARLAMA’ RAPORLA UZATILDI”
Sır gibi saklanan hakem heyeti raporuna göre Emrullah Turanlı’nın işletme süresinin ‘ısmarlama’ bir raporla 3 yıla yakın bir süre daha uzatılıp 2044 yılı sonuna çekildiğini vurgulayan CTP Milletvekili Şahiner, “Erhan Arıklı’nın sosyal medya ortamında yaptığı açıklamaya göre 2042 yılından sonra merkez bankası ve maliyenin hesaplarına göre havaalanı yıllık cirosu 250 milyon Euro olacağını açıklamıştı” dedi.
“ÜÇ YILLIK UZATMA İLE TURANLI’NIN DEVLETTEN ÇALACAĞI T&T’NİN KASASINA KOYACAĞI RAKAM 375 MİLYON EURO”
Yani bu uzatma süresinin 715 milyon Euro gibi bir rakama tekabül ettiğini, devlete kalması gerekenin 375 milyon Euro olduğunu işaret eden Salahi Şahiner, “Yani bu üç yıllık sözleşme uzatmasının devletten çalacağı ve Emrullah Turanlı’nın şirketi olan T&T’nin kasasına koyacağı rakam en az 375 milyon Euro’dur” ifadelerini kullandı.
“TURANLI’YA 100 MİLYON EURO CİVARINDA YENİ BİR RANT KAPISI DAHA AÇILDI”
Kamuoyundan sır gibi saklanan, Bakanların ve Hükümete mensup milletvekillerinin bile haberi olmayan Hakem Heyeti raporunun tam bir rezalet olduğunu dile getiren Şahiner, “Geçtiğimiz yıl Turanlı’ya yapılan 59 milyon Euro vergi bağışı yetmezmiş gibi, Turanlı’ya toplamda 100 milyon Euro civarında yeni bir rant kapısı daha açıldı” dedi.
“PİST İNŞAASI NEDENİYLE DEVLETE 19 MİLYON EURO CEZA KESİLDİ”
Ercan Havalimanı işletme süresinin bin 45 gün uzatılarak devletin milyarlarca TL zarara uğratıldığını ifade eden Salahi Şahiner, “DHMİ müdürünün kurduğu hakem heyeti, akla ziyan bir karar ile, T&T şirketi İhale Şartnamesindeki yükümlülüğü olan pist inşasını gerektiği şekilde yapmadığı, yapılmasının “ilave bir ek iş” olduğu gerekçesi ile KKTC devletine 19 milyon Euro ceza kesti!” şeklinde konuştu.
“BAĞIMSIZ YARGININ GÖREV ALANINA TECAVÜZ EDİLDİ”
“Kamu maliyesinin halk nasıl soyulur, yandaşlara nasıl peşkeş çekilirden ibaret bir hale getirildiği bir süreçten geçmeye devam ediyoruz” diyen Şahiner, geçtiğimiz yıl 20 Temmuz öncesinde yangından mal kaçırır gibi imzalatılan Ercan Havaalanı İşletme Haklarının Devri Sözleşmeleri’ne ek olarak imzalanan “Ek Sözleşme 5” kapsamında; devlet ile T&T şirketi arasındaki sözde ihtilaflı konuların çözümü için kurulması öngörülen, bağımsız yargının görev alanına tecavüz edilerek kurdurulan sözde Hakem Heyetinin 05 Haziran 2024 itibarı ile kararını ürettiğini kaydetti.
“HAKEM HEYETİNİN KARARLARI İLE TURANLI’NIN ŞİRKETİNE KIYAK GEÇİLDİ”
Hakem Heyetinin ürettiği karar ile, Emrullah Turanlı’nın şirketine kıyak geçmekte istikrarlı davranan hükümetin yine bir büyük rezalete daha imza attığına dikkat çeken CTP Milletvekili Şahiner, “Alınan karar ile, geçtiğimiz yıl Turanlı’ya yapılan 59 milyon Euro vergi bağışı yetmezmiş gibi, üzerinden bir yıl geçmeden, Turanlı’ya toplamda 100 milyon Euro civarında bir rant kapısı daha açıldı” dedi.
Hakem Heyeti tarafından alınan karar ile, devletin kasasına girecek ve bu halka sağlık, ulaşım, eğitim, üretime destek gibi hizmetler olarak geri dönmesi beklenen milyarlarca TL’nin, halktan çalınıp ilgili Turanlı’nın sahibi olduğu T&T’nin kasasına konulacağını aktaran Şahiner, şunları kaydetti:
“İşte Başbakanın kurultay öncesinde kendi bakanlarından ve milletvekillerinden bile sakladığı, ilgili bakanın kadük oldu dediği; bu ülkede yaşayan herkese ihanet sözleşmesi mahiyeti taşıyan Ek Sözleşme 5’in tahkim maddesi uyarınca kurulması öngörülen hakem heyetinin akla zarar kararı:
“TURANLI’NIN ERCAN HAVALİMANINI İŞLETME SÜRESİ 1045 GÜN UZATILARAK 2042’NİN OCAK AYINDAN 2044’ÜN KASIM AYINA ÇEKİLDİ”
Hakem Heyetinin kararına göre ,2042 yılında Turanlı tarafından devlete teslim edilmesi gereken havalimanının teslim süresi 1045 gün uzatılarak 19.11.2044’e kadar uzatıldı. Turanlı’nın yıllık cirodan elde ettiği meblağ 30 milyon Euro civarında iken; Hakem Heyeti tarafından yapılan üç yıla yakın bir uzatma ile ,devlete kalması gereken 90 milyon Euro’ya yakın kaynak, bu süre zarfında hükümet tarafından Turanlı’nın kasasına konulacak.
“TURANLI YAPMAKLA MÜKELLEF OLDUĞU PİSTİ YAPMADI DİYE DEVLETE 19.144.577 DOLAR CEZA KESİLDİ”
Hakem Heyeti kararında ayrıca, Emrullah Turanlı’ya ait T&T şirketi’nin Ercan Havalimanı İhale Şartnamesi kapsamında yapması gereken pisti, gerektiği gibi yapmadığı, yapılması devlete 19.144.577 dolar ceza kesildiği belirtildi.
Gözümüz gibi bakmamız gereken yargı organımız, Hakem Heyeti ile yabancı bir sermayenin ayakları altında çiğnetilerek, işlevsiz hale getirildi”
Business
Güney Kıbrıs’tan daha pahalı bir hale geliyoruz
Published
2 ay agoon
Ağustos 8, 2024By
dikdurusOtelciler Birliği Başkanı Çağıner, Kuzey Kıbrıs’ın artık pahalı bir destinasyon haline geldiğini belirterek, bunun bir an önce değişmesi gerektiğini söyledi. Çağıner, bir de öneride bulundu.
Rekabet edemiyoruz… Yüksek ulaşım ve girdi maliyetlerinin, ülkeyi rekabet edebilir bir destinasyon olmaktan çıkardığını ifade eden Başkan Çağıner, “Rekabette olduğumuz Güney Kıbrıs ve Avrupa ülkelerinden daha pahalı bir hale geliyoruz. Turistler de doğal olarak gelmek istemiyorlar. Küçük otellerin ana piyasası olan İngiltere ve Avrupalı turist sayısında ciddi bir düşüş yaşanıyor.” diye konuştu.
Maliyetler düşürülmeli… “Turist sayısını artırmak için girdi maliyetlerinin astronomik artışının önüne geçmemiz gerekiyor ki satılabilir paket fiyatlar oluşturabilelim.” diyen Çağıner, kötü senaryolarla karşılaşmamak için acilen ekonomi yönetimi yapılması gerektiğini ifade etti. Çağıner, “2025 için girdi maliyetleri ucuzlatılmalı, pazarlamaya, ulaşıma teşvik ve destek verilmesi gerekmektedir.” dedi.
Pazarlama ve reklam… Turizm fonunda biriken paraların turizm amaçlı kullanılmasını sağlamak gerektiğinin altını çizen KITOB Başkanı Çağıner, “Ulaşım ucuzlamalı, ulaşım ucuzlatılırken destinasyonun bilinirliğinin artırılması, farklı turizm segmentlerinin doğru bir şekilde hedef destinasyonlarda reklamlarının yapılarak, pazarlaması ile birlikte tanıtılması gerekiyor.” ifadelerine yer verdi.
Taha Can GÜRLEK
Kıbrıs Türk Otelciler Birliği (KITOB) Başkanı Dimağ Çağıner, ülke ekonomisinin eylül-ekim aylarının başlangıcıyla birlikte hızla küçülmeye ve daralmaya gideceğini belirterek, acil önlem alınması gerektiğini vurguladı.
Turistlerin yurt dışından getirdiği dövizlerin, ülke piyasasının temelini oluşturduğunu söyleyen Çağıner, Dolar ve Euro’nun Türk Lirası karşısında değer kazanması ve Türk Lirası’ndaki enflasyon artışları nedeniyle Avrupa’dan gelen turistlere TL maliyetlerini Euro’ya çevirdiklerinde belirlenen fiyatların çok yüksek kaldığını belirtti.
Avrupa’daki enflasyon oranının yüzde 3 ila 5 arasında olduğunu, ancak döviz bazlı maliyetlerin yüzde 30’un üzerinde arttığını ifade eden Çağıner, bu durumun, otellerin maliyetlerini karşılamak için yüksek fiyatlar koymak zorunda bırakıldığını ve bu fiyatların turistlerin paket turlarla gelmesini zorlaştırdığını dile getirdi. Çağıner sözlerine şöyle devam etti:
“Bu fiyatları koymak zorunda kalıyoruz; aksi takdirde otellerimizi işletemeyebiliriz. Bu fiyatları yansıttığımız zaman turistlerin paket fiyatlarla gelmesi mümkün olmuyor. Sadece otellerin maliyetlerinin artması değil, piyasadaki fiyatların da artması, esnafın fiyatlarını artırması ülkeyi pahalı bir konuma getiriyor.”
“Güney Kıbrıs’tan daha pahalı bir hale geliyoruz!”
Başkan Çağıner, sadece otel maliyetlerinin değil, piyasadaki genel fiyat artışlarının da ülkeyi pahalı bir konuma getirdiğini belirtti.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve diğer Avrupa ülkeleriyle rekabet edemediklerini söyleyen Çağıner, turistlerin pahalı destinasyonları tercih etmediğini vurguladı. Yüksek ulaşım ve girdi maliyetlerinin, ülkeyi rekabet edebilir bir destinasyonolmaktan çıkardığını ifade eden Çağıner, “Rekabette olduğumuz ülkeler, özellikle Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve başta İspanya olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinden daha pahalı bir hale geliyoruz. Turistler de doğal olarak böyle pahalı bir destinasyona gelmek istemiyorlar. Ulaşım masrafları ve girdi maliyetleri çok yüksek, bir de otellerin girdi maliyetleri ile ülkedeki restoranlara kadar her yere bu fiyat artışları yansıdığında rekabet edebilir bir destinasyon olmaktan çıkıyoruz.” sözlerine yer verdi.
“Ülkenin genel olarak ucuzlaması gerekiyor”
Küçük otellerin daha ucuz ve hesaplı fiyatlar vermesi gerektiğini belirten Çağıner, bu otellerin ana piyasası olan İngiltere ve Avrupa’dan gelen turist sayısında ciddi bir düşüş yaşandığını söyledi.
Büyük otellerin TL maliyetlerini yansıtabilme avantajına sahip olduğunu, ancak ekonomik sıkıntılar nedeniyle büyük otellerde bile temmuz-ağustos döneminde doluluk oranlarında yüzde 20 ila 25 arasında bir düşüş gözlemlendiğini belirten Çağıner, küçük otellerin ise ya açılmadığını ya da lojman veya yurda dönmek zorunda kaldığını dile getirerek, şöyle devam etti:
“Turist sayısını artırmak için girdi maliyetlerinin astronomik artışının önüne geçmemiz gerekiyor ki satılabilir paket fiyatlar oluşturabilelim. Bu sadece otelcilik sektörü için değil, ülkenin genel olarak ucuzlaması gerekiyor. İnanılmaz derecede hızlı bir enflasyon artışı ile karşı karşıyayız ve maliyet artışlarından dolayı bu durum küçük otelleri daha fazla etkiliyor. Küçük ölçekli otellerin fiyatlarının daha ucuz ve hesaplı olması gerekiyor. Onlar ucuz fiyat veremedikleri zaman tercih edilmiyorlar. Küçük otellerin ana piyasası İngiltere ve Avrupa, ama bu piyasalarda da ciddi bir düşüş var. Büyük otellerin avantajı ise maliyetlerini TL olarak yansıtabilmeleri, ama diğer otellerin standart Türkiye’nin de içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıdan dolayı insanların satın alma gücü düştüğü için büyük otellerde de geçen seneye göre en yüksek sezon olan temmuz-ağustos döneminde doluluklarda yüzde 20 ila 25 arasında bir düşüş gözlemleniyor. Bu oran küçük otellerde çok daha fazla. Zaten birçok küçük otel ya açılmamıştır ya da lojmana veya yurda dönmek zorunda kalmıştır. Dolayısıyla sadece 2025 yılı için değil, uzun vadede de turizm piyasasında büyük bir sıkıntı ile karşı karşıyayız.”
“Eylül-ekim aylarında küçülme yaşanacak”
Ülkemizde yaşanan enflasyonun çözümünün topyekûn bir mücadele ile mümkün olabileceğini belirten Çağıner, başka türlü fiyatlarının ucuzlamasının mümkün olmadığını vurguladı. “Fiyat artışları enflasyonun sonucunda devam ettiği sürece yüksek öğretimde sorun var, turizm gelirlerinde düşüş var, bunun yanında gayrimenkul sektörü de ortada. Buna ekonomik olarak “mükemmel fırtına” adını verdim çünkü normal şartlarda kriz yaşadığımız dönemlerde genelde bir veya maksimum iki sektör aynı anda etkileniyordu, ama lokomotif sektörler olan yüksek öğretim, gayrimenkul ve turizm sektörü farklı farklı nedenlerle aynı anda sıkıntılar yaşıyor. Bu nedenle ülke ekonomisi eylül-ekim aylarının başlangıcıyla birlikte hızlı bir şekilde küçülmeye ve daralmaya gidecektir. Bu da istihdam oranlarına yansır ve piyasada büyük bir dağılma söz konusu olur. Şu anda konuştuğumuz konu sadece turizm değil, bütün sektörleri ilgilendirmektedir ve kış aylarının başlamasıyla büyük bir ekonomik çöküntüyle karşı karşıya kalacağız.”
“2025 yılı için girdi maliyetlerini ucuzlatmamız lazım”
Çağıner, ülke ekonomisinin Maliye Bakanlığı üzerinden yönetildiğini, ancak ekonomik yönetimin devreye girmesi gerektiğini belirtti.
Ekonomiyi yönetmek için doğru turizm ve yüksek öğretim politikalarının belirlenmesi gerektiğini söyleyen Çağıner, maliye dengelerine göre vergi artırma çabalarının sektörel ihtiyaçları karşılamadığını vurguladı.
Ekim ayında çok daha kötü senaryolarla karşılaşmamak için acilen ekonomi yönetimi yapılması gerektiğini ifade eden Çağıner, “2025 yılı için girdi maliyetlerini ucuzlatmamız lazım. İkincisi de pazarlama ve ulaşıma teşvik ve destek verilmesi gerekmektedir. Pazarlama bütçelerinin ivedi bir şekilde artırılması ve ulaşım maliyetlerinin aşağı çekilmesi birinci sırada olmalıdır. Ne kadar çok reklama bütçe ayırıp reklam yapsanız da, ulaşımı sağlasanız da bu maliyetlerle bu fiyat politikası ile turistlerin Kuzey Kıbrıs’a gelmesi için herhangi bir neden bulunmamaktadır. Şu anda Güney Kıbrıs’tan çok daha pahalı bir turistik destinasyon haline geldik. Ülke ekonomisi Maliye Bakanlığı üzerinden yönetilmektedir. Maliye bir ülkenin muhasebesini tutar. Gelir ve giderler arasındaki dengeyi sağlayıp nakit akışını yöneten yerdir. Tahsilatını yapıp vergisini alır, mükellefiyeti olan işleri öder. Bir ülkede ekonomiyi yönetmek için önce ekonominin tanımını yapmamız lazım. Bu ülke ekonomisi nereden büyüyecektir? Örneğin turizm. O zaman turizm politikalarına ağırlık vermek gerekir. Örneğin yüksek öğretim ise buna göre ekonomiyi şekillendirerek, sektörlerin ihtiyaçlarını karşılamalısınız ki doğru bir mali politika yapabilesiniz. Ama biz öyle yapmıyoruz, maliyedeki gelir gider dengesine göre vergi artırmaya çalışıyoruz. Diğer taraftan sektörlerin ihtiyaç duyduğu reformları yapmıyoruz. Ekonomi yönetimi devreye girmediği sürece sadece maliye ile ekonomiyi yönetmeye çalıştığımız sürece ekim ayında muhtemelen çok daha kötü senaryolarla karşı karşıya kalacağız. O nedenle önce bir ekonomi yönetimini yapmamız gerekiyor. Şu anda Kıbrıs’ın ekonomisi yönetilmiyor, sadece maliyesi yönetiliyor.” dedi.
“Turizm fonuturizm amaçlı kullanılmalı”
Başkan Çağıner, turizm fonunda biriken paraların turizm amaçlı kullanılmasını ve ulaşımın ucuzlatılması gerektiğini belirterek sözlerini şöyle noktaladı:
“Turizm fonunda biriken paraların turizm amaçlı kullanılmasını sağlamak gerekiyor. Burada da ulaşımın bir şekilde ucuzlatılması gerekiyor. Diğer taraftan da bu ulaşım ucuzlatılırken destinasyonun bilinirliğinin artırılması, farklı turizm segmentlerinin doğru bir şekilde hedef destinasyonlarda reklamlarının yapılarak, pazarlaması ile birlikte tanıtılması gerekiyor.”