
İşte Altınbaşlar davasının detayları!
5 KİŞİ 3 GÜN DAHA TUTUKLU; 2 KİŞ TEMİNATLA SERBEST… Girne’de 3 Ekim 2016 tarihinde “Resmi evrak sahteleme”, “Sahte resmi evrakı tedavüle sürme” ve “Sahte davranışla kayıt temini” suçlarından, aralarında işadamı Vakkas Altınbaş da yer aldığı toplam 7 kişi, tutukluluk sürelerinin dolması üzerine dün yeniden yargı huzuruna çıkarıldı. Adları “3 milyon 50 bin sterlinlik yolsuzluk” olayına karışan Vakkas Altınbaş, Mehmet Altınbaş, Ahmet Bayraktar, Refet Uzun ve Kemal Yorgancıoğlu’nun aleyhine 3’er gün daha tutukluluk emri temin edilirken, mahkeme zanlılar Mehmet Şefik Ormancıoğlu ve Mehmet Akacan’ın ileride yargılanmak üzere teminatla serbest bırakılmalarına emir verdi.
“ORKUN ALTINBAŞ UKRAYNA’DA, SEDEF ALTINBAŞ’IN İFADESİ ALINACAK”… Meselenin tahkikatını yürüten polis, dün mahkemede verdiği şahadetinde, soruşturmasıyla ilgili bazı bilgileri paylaşarak tüm zanlıların aleyhine 8’er günlük ek tutukluluk talebinde bulundu. Polis memuru Yalgı Döşenci, olayın kilit isimlerinden Orkun Altınbaş’ın şu anda iş gereği Ukrayna’da olduğunu yönünde tespitlerinin olduğunu ve zanlının bu hafta içerisinde ülkeye dönerek adalete teslim olacağını yönünde bilgi edindiklerini de açıkladı. Döşenci ayrıca, soruşturma konusu olan 18 ayrı koçanlı malı satın almış gibi gösterilen Dia Towers Şirketi’nin direktörünün Sedef Altınbaş olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle de Sedef Altınbaş’ın da ifadesine başvurmaları gerektiğine dikkat çekti.
MEHMET AKACAN DURUŞMADA BAYILDI… Zanlı Mehmet Akacan, savunma avukatlarının istintakını tamamlamasının ardından bir anda fenalık geçirerek yere yığıldı. Fenalık geçirdiği sırada kafasını mahkeme salonundaki ahşap banka vuran Akacan’ın bayılması üzerine duruşmaya bir süre ara verildi. Zanlı Akacan, olay yerine gelen 112 Acil Sağlık ekibinin yaptığı ilk yardımın ardından ambulansla Girne Akçiçek Hastanesi’ne kaldırılırken, KIBRIS Gazetesi’ne konuşan Girne Dr. Akçiçek Hastanesi Başhekimi Dr. Ceyhun Birinci, Mehmet Akacan’nın durumunda ciddi bir şeyin olmadığını ve yapılan kontrollerin ardından taburcu edildiğini söyledi.
Ahmet KARAGÖZLÜ
Girne’de 3 Ekim 2016 tarihinde “Resmi evrak sahteleme”, “Sahte resmi evrakı tedavüle sürme” ve “Sahte davranışla kayıt temini” suçlarından önceki gün tutuklanan, aralarında iş adamı Vakkas Altınbaş’ın da yer aldığı toplam 7 kişi dün tutukluluk sürelerinin dolması üzerine yeniden mahkemeye çıkarıldı.
Adları “3 milyon 50 bin sterlinlik yolsuzluk” olayına karışan Vakkas Altınbaş, Mehmet Altınbaş, Ahmet Bayraktar, Mehmet Akacan, avukat Refet Uzun ile tasdik memurları Mehmet Şefik Ormancıoğlu ve Kemal Yorgancıoğlu’nun dünkü ek tutukluluk duruşması yaklaşık 5 saat sürdü.
Polis ve savcılık, tüm zanlıların aleyhine 8’er gün daha ek tutukluluk talep ederken, mahkeme, Mehmet Akacan ile Mehmet Şefik Ormancıoğlu’nun ileride yargılanmak üzere teminatla serbest bırakılmasına karar üretti, diğer zanlıların aleyhine ise 3’er gün daha tutukluluk emri verdi.
Polis, davanın dünkü celsesinde, satın aldıkları mallara karşılık 4 milyon sterlin peşin ödeme yapan Altınbaşların, 3 milyon 50 bin sterlinlik ileri tarihli iki çek yazdıkları ancak çeklerin tarihi gelmeden Hüseyin Cahit’in vefat etmesiyle sahtecilik yapıldığını bir kez daha hatırlattı.

Bu arada polis, olayın kilit isimlerinden Orkun Altınbaş’ın şu anda iş gereği Ukrayna’da olduğunu yönünde tespitlerinin olduğunu ve zanlının bu hafta içerisinde ülkeye dönerek adalete teslim olacağını yönünde bilgi edindiklerini açıkladı.
Davanın dünkü celsesinde, iddia makamının tanığının şahadetini tamamlamasının ardından savunma avukatları, polisin istediği 8 günlük ek tutukluk talebine itiraz edince duruşmaya geçildi.
Savunma avukatlarının meselenin tahkikat memurunu istintak etmesinin ardından zanlı Mehmet Akacan fenalık geçirdi.
Girne Kaza Mahkemesi Ceza Davaları Yargıcı Meltem Dündar’ın huzurunda görüşülen dünkü celsede, İddia Makamı Başsavcılık adına Savcı Emine Taşkın ve savunma avukatları Tahir Seroydaş, Yusuf Tekiner, Ünver Bedevi, Serhan Çınar ve Mustafa Şener hazır bulundu.
“Sahte satış belgesi hazırladıktan sonra tedavüle sürdüler”
İddia Makamı adına Savcı Emine Taşkın, Girne Polis Müdürlüğü’ne bağlı Adli Şube’de görev yapan polis memuru Yalgı Döşenci’yi tanık kürsüsüne davet etti.
Polis memuru Döşenci, yeminli ifade verdikten sonra zanlıların 3 Ekim 2016 tarihinde Girne’de meydana gelen “Resmi evrak sahteleme”, “Sahte resmi evrakı tedavüle sürme” ve “Sahte davranışla kayıt temini” suçlarından methaldar olduklarını söyledi.
Döşenci, zanlıların şu an yurtdışında olan Orkun Altınbaş ile birlikte şu an rahmetlik bulunan Hüseyin Cahit Lido’nun adına kayıtlı 18 ayrı koçanlı malı toplam 3 milyon 50 bin sterlin karşılığında satın aldıklarına dair sahte bir satış sözleşmesi düzenledikten sonra Hüseyin Cahit’in vekili Ahmet Bayraktar’ın konu sözleşmeyi imza ederek Girne Kaza Mahkemesi’nde tedavüle sürdüklerini anımsattı.
“Hüseyin Cahit vefat edince ödeme yapılmadı”
Hüseyin Cahit Lido vefat etmeden önce 29 Ağustos 2016 tarihinde 6601 koçan numaralı harita ile 1808 numaralı parseldeki malını 7 milyon 50 bin sterline Vakkas Altınbaş’a sattığını dile getiren Döşenci, bu bedelin 4 milyon sterlinlik tutarının satış günü ödendiğini hatırlattı.
Döşenci, geriye kalan 3 milyon 50 bin sterlinlik meblağ içinse Vakkas Altınbaş’ın Hüseyin Cahit’e biri 31 Ekim 2017, diğeri de 31 Ekim 2018 tarihli iki adet 1 milyon 525 bin sterlinlik çek yazdığını dile getirdi.
Hüseyin Cahit’in 9 Ağustos 2017 tarihinde vefat etmesinin ardından zanlıların Girne Kaza Mahkemesi’nden ara emri almak için istida dosyaladıklarını belirten Döşenci, Orkun Altınbaş’ın ise Hüseyin Cahit’e ait 18 ayrı koçanlı malın kendilerine devrinin olmadığı gerekçesiyle 1 milyon 525 bin sterlinlik çeklerin ödemesinin durdurulmasını talep ettiğini söyledi.
“Vakkas Altınbaş rüşvet teklif etti”
Polis memuru Döşenci, 6 Kasım tarihinde meseleyle ilgili olarak zanlı Ahmet Bayraktar’ın şubeye celp edildiğini ve sorgusu sırasında Bayraktar’ın polise gönüllü ifade vermek istediğini söylediğini dile getirdi.
Zanlının gönüllü ifadesinde Hüseyin Cahit’in vefatından yaklaşık 2 ay sonra Vakkas Altınbaş’ın kendisine Hüseyin Cahit’in Girne bölgesinde bulunan 18 ayrı koçanlı malını satın aldıklarına dair sahte bir sözleşme hazırlayacaklarını ve rahmetlinin vekili olarak bu sözleşmeye imza atması durumunda kendisine 1 milyon sterlin rüşvet teklif ettiğine işaret etti.
Döşenci, zanlının kendisine teklif edilen rüşveti kabul ettiğini ve bunun üzerine Avukat Refet Uzun’un da sahte sözleşmeyi hazırlayıp kendilerine getirdiğini söylediğini anımsattı.
“Sahte vekalet hazırladıklarını itiraf etti”
Polis memuru Döşenci, zanlı Ahmet Bayraktar’ın daha sonra alıcı durumunda olan Orkun Altınbaş ve Mehmet Altınbaş’la birlikte sahte sözleşmeye imza attığını ve imza atıldığı sırada da herhangi bir tasdik memurunun bulunmadığını söylediğini dile getirdi.
Döşenci, Ahmet Bayraktar’ın daha sonra kendisini yetkili vekil olarak göstermek için 16 Haziran 2017 tarihinde Mehmet Ormancıoğlu ile birlikte geriye dönük bir sahte vekalet hazırladıklarını itiraf ettiğine vurgu yaptı.
Zanlı Ahmet Bayraktar’ın verdiği gönüllü ifadenin teyit ve tekzip edilmesi gerektiğini belirten Döşenci, zanlı konumundaki Orkun Altınbaş’ın şu anda iş gereği Ukrayna’da olduğunu, ancak bu hafta içerisinde ülkeye dönerek adalete teslim olacağını yönünde bilgi aldıklarını belirtti.
“Sözleşmeyi ‘buradaymış’ gibi tasdik ettiler”
Döşenci, soruşturma kapsamında 2 bilgisayar emare aldıklarını ve söz konusu emarelerin ilk olarak Polis Genel Müdürlüğü’nde yer alan data incelemeye, ardından da Türkiye’ye gönderildiğini belirterek, halen raporun gelmesini beklediklerini söyledi.
Zanlıların 11 Kasım tarihinde Girne Kaza Mahkemesi’ne çıkarılarak aleyhlerinde 1 günlük tutukluluk emrinin temin edildiğini belirten Döşenci, zanlıların tutuklu kaldığı süre boyunca yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Döşenci, zanlıların 1 günlük tutukluluk süresinde zanlı Vakkas Altınbaş ile Mehmet Altınbaş’ın şu anda burada bulunmayan Orkun Altınbaş’la birlikte 3 Ekim 2016 tarihinde yapılan sözleşmeyi tasdik memuru ‘oradaymış’ gibi tasdik ettirdiklerini, ancak yapılan muhaceret kontrolünde zanlılar Vakkas Altınbaş, Mehmet Altınbaş ve Orkun Altınbaş’n ülkede olmadıklarının belirlendiğine işaret etti.
“10 yeni isimden ifade alınacak”
Polis memuru Döşenci, tutukluluk süresi zarfında 6 kişinin sorgulandığını, 3 kişiden ifade alındığını ve bunların 2’sinin bahse konu sözleşmeden haberdar olduklarını anlattığını kaydetti.
Döşenci, söz konusu 2 tanığın Hüseyin Cahit Lido ile Vakkas Altınbaş arasındaki ‘7 milyon 50 bin sterlinlik’ satış sözleşmesinin sadece Cahit’in Girne Mete Adanır Caddesi’nde bulunan taşınmaz mülkünü kapsadığını ve sözleşmenin Cahit’e ait diğer 18 mülkün satışını kapsamadığını beyan ettiğini söyledi.
Ayrıca söz konusu tanıkların polise bu yönde ifade verebilecek 10 isim verdiğini belirten Döşenci, bu kişileri sorgulandıktan sonra ifadelerinin alınacağına işaret etti.
Döşenci, zanlıların tutukluluk süresinde zanlı Mehmet Altınbaş’ın el yazı örneklerini de alarak incelenmeye gönderdiklerini belirtti.
“Sedef Altınbaş sorgulanacak”
Hüseyin Cahit Lido’ya ait 18 ayrı koçanlı malı satın almış gibi gösterilen Dia Towers Şirketi’nin direktörünün Sedef Altınbaş olduğunun tespit edildiğini belirten Döşenci, bu nedenle de Sedef Altınbaş’ın da ifadesine başvurmaları gerektiğine dikkat çekti.
Polis memuru Döşenci, olayla ilgili olarak Vergi Dairesi, Tapu Dairesi ve bazı bankalarda da soruşturma yapılacağı kaydederek, zanlıların serbest kalması halinde alınacak ifadelere ve aranan emarelere etki edebileceklerine vurgu yaptı.
Döşenci, soruşturmanın salimen yürütülebilmesi için zanlıların tümünün 8’er gün süreyle poliste tutuklu olarak kalmalarını talep etti.
Avukatlar 8 günlük süreye itiraz etti
Savunma avukatları, polis şahadetinin ardından müvekkilleri aleyhine istenen tutukluluğa itiraz edince duruşma yapılmasına karar verildi.
Avukatlar, tahkikat memuru Yalgı Döşenci’yi çapraz sorguya aldı.
Zanlı Vakkas Altınbaş ile Mehmet Altınbaş’ın avukatı Tahir Seroydaş’ın, müvekkilleri aleyhine istenen tutukluluğa itiraz ettikten sonra tahkikat memurunun ‘10 kişiden bir günde’ ifade temin edebileceğini söylemesi üzerine Döşenci, söz konusu kişilerden bir günde ifade almasının mümkün olmadığını belirtti.
Seroydaş, zanlıların tanıkların isimlerini bilmediği için müdahale etme olasılığının olmadığını söyleyince Döşenci, bu iddianın doğru olmadığını söyledi.
Tahkikat memurunun mahkemeyi yanıltmaya çalıştığı iddia edildi
Zanlı Refet Uzun ve Kemal Yorgancığolu’nun avukatı Serhan Çınar da tahkikat memurunun doğruları söylemediğini ve mahkemeyi bilerek ve isteyerek yanıltmaya çalıştığını iddia etti.
Avukat Tahir Seroydaş’ın tahkikat memurunun elindeki 10 ismin kim olduğunu mahkemeye emare olarak sunması gerektiğini söylemesi üzerine buna yanıtı Savcı Emine Taşkın verdi.
Taşkın, tahkikatın şu anda devam ettiğini belirterek, bu aşamada tanık ifadelerinin mahrem olduğunu, dolayısıyla da mahkemeye emare olarak sunulamayacağını söyledi.
Seroydaş da avukatların müdafaa yapılabilmesi için tahkikatla ilgili bilgi sahibi olmaları gerektiğini belirtti ve bu şartlarda savunma yapamayacaklarını dile getirdi.
Savcı Emine Taşkın ise Ceza Usul Yasası’na göre emarelerin mahkemelere ancak Ağır Ceza Mahkemesi’ne havale edildiği sırada sunulabileceğinin altını çizdi.
“8 günlük süre abartılı”
Zanlı Mehmet Akacan’ın avukatı Yusuf Tekiner’in, polisin istediği 8 günün abartılı olduğunu ve müvekkilinin konu suçla bağlantısının olmadığını iddia etmesi üzerine Döşenci, zanlının suçla bağlantısının olmadığını tespit edilmesi halinde mahkemeye çıkarılmadan serbest bırakılabileceğini kaydetti.
Zanlı Mehmet Ormancıoğlu’nun avukatı Mustafa Şener ise müvekkilinin tasdik memuru olduğunu ve polisin belirttiği sözleşmede hiçbir zaman yer almadığını öne sürdü.
Şener’in, hiçbir uzmanın fotokopi olan bir sözleşmenin üzerindeki imzanın gerçek olup olmadığını anlayamayacağını iddia etmesi üzerine Döşenci, “O sizin iddianız” yanıtını verdi.
Savcı Emine Taşkın ise tahkikat memurunun tahkikata konu suçla ilgili yeterli bilgiyi verdiğine dikkat çekerek, zanlıların tümünün 8’er gün süreyle poliste tutuklu olarak kalmalarını talep etti.
Mehmet Akacan duruşma sırasında bayıldı
Zanlı Mehmet Akacan, savunma avukatlarının istintakını tamamlamasının ardından bir anda fenalık geçirerek yere yığıldı.
Fenalık geçirdiği sırada kafasını mahkeme salonundaki ahşap banka vuran Akacan’ın bayılması üzerine duruşmaya bir süre ara verildi.
Zanlı Akacan, olay yerine gelen 112 Acil Sağlık ekibinin yaptığı ilk müdahalenin ardından ambulansla Girne Akçiçek Hastanesi’ne kaldırıldı.
Akacan’ın hastaneye kaldırılmasının ardından avukat Yusuf Tekiner, müvekkilinin gıyabında duruşma yapılmasını talep etti, mahkeme ise bu talebi kabul etti.
Öte yandan KIBRIS Gazetesi’ne konuşan Girne Dr. Akçiçek Hastanesi Başhekimi Dr. Ceyhun Birinci, Mehmet Akacan’nın durumunda ciddi bir şeyin olmadığını ve yapılan kontrollerin ardından taburcu edildiğini söyledi.
“Polisin tahkikatta eksikliği var”
Yargıç Meltem Dündar, zanlılar aleyhindeki suçların polisin bilgisine ilk olarak 3 Temmuz 2018 tarihinde getirildiğini belirterek, meselenin aslında 16 aylık olduğuna dikkat çekti.
Dündar, polisin 16 ay boyunca bazı kanıtları incelemediğini belirterek, tahkikatta eksikliğin olduğunu söyledi.
Polisin tahkikata konu 18 koçanın şu anda kimin adına olduğuna dair bir tespitinin olmadığını ifade eden Dündar, zanlıların soruşturmaya etki etme olasılıklarının olmadığını, çünkü soruşturmanın zaten 16 aydır zanlıların bilgisi dahilinde devam ettiğine işaret etti.
Meltem Dündar, polisin zanlı Mehmet Akacan’la ilgili kesin bir iddia ortaya koymadığını ve halen suçla bağlantısının araştırıldığının belirtildiğini dile getirdi.
“İki zanlı teminatla serbest bırakıldı”
Soruşturmanın geriye kalan kısmının zanlılar Mehmet Akacan ve Mehmet Şefik Ormancıoğlu ile ilgili olmadığına bulgu yapan Dündar, her iki zanlının teminata bağlanmasının daha doğru olacağına kanaat getirdi.
Dündar, Vakkas Altınbaş, Mehmet Altınbaş, Ahmet Bayraktar, Refet Uzun ve Kemal Yorgancıoğulları’nın tutukluluk sürelerinin 3’er gün daha uzatılmasına karar verirken, Mehmet Akacan’ın KKTC vatandaşı iki kefilin imza edeceği 100’er bin TL’lik kefalet senedi imzalaması, zanlı Mehmet Şefik Ormancıoğlu’nun ise KKTC vatandaşı 2 kefilin 200’er bin TL’lik zanlı lehine kefalet senedi imzalamasına ve her iki zanlının yurt dışına çıkışlarının yasaklanmasına, tüm kimlik ve seyahat belgelerine el konulmasına ve haftada 1 kez en yakın polis karakolunda ispat-ı vücutta bulunmaları koşuluyla tutuksuz yargılanmalarına emir verdi.