
‘Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi AKEL ve CTP’nin vatani görevidir’
AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianou ve CTP başkanı Tufan Erhürman bir saatten uzun süren görüşmelerinden sonra 25 Kasım’da Berlin’de düzenlenecek olan üçlü görüşmenin olumlu sonuçlar getirmesi ve beşli görüşmenin önünü açması ve özlü müzakerelerin başlaması dileğinde bulundular.
Kiprianou üçlü görüşmede ele alınması gereken konularda görüş teatisinde bulunduklarını ve Kıbrıs partisi olarak Crans Montana’dan sonra uzayan çıkmazdan dolayı duydukları endişeyi dile getirerek bu çıkmazın Kıbrıs sorununa üzerinde mutabakata varılan temelde çözüm çabalarını daha da zorlaştırdığını vurguladılar.
AKEL Genel Sekreteri üçlü görüşmenin olumlu sonuçlar vermesinin ortak bir dilek olduğunu, CTP ile birlikte iki lidere bu siyasi iradeye varmaları ve işbirliği yapmaları ve her türlü sorunun üstesinden gelmeleri çağrısında bulundular.
Kiprianou “Arzumuz, bu üçlü görüşmenin, BM Genel Sekreteri çerçevesine içerilecek referans şartları ve bugüne kadar başarılan görüş birlikleriyle beşli bir konferansa yol açması ve şartların da BM Güvenlik Konseyi Yüksek Düzey anlaşmalarına ve kararlarına dayalı olmasıdır” dedi.
Kiprianou, bugün bulunduğumuz noktada “eğer siyasi irade olursa BM Genel Sekreterinin Crans Montana’da ortaya koyduğu altı noktada bir anlaşmaya varmakta gecikmeyeceğiz” dedi. CTP Başkanı ise “Eğer Genel Sekreterin Crans Montana’da yaptığı açıklamalar dikkate alınırsa 25 Kasım’da Berlin’de liderlerin görevinin zor olması beklenmiyor” dedi.
Tufan Erhüman devamla, Crans Montana’dan sonra Guterres sonucu açık değil ama geçmişteki görüş birliklerine dayalı bir sonuca odaklanan bir süreçten söz etmişti, BM’in temel parametrelerine siyasi eşitliğin de içerilmiş olduğu çok netti ve bunlar Güvenlik Konseyinin 2019 kararlarına da içerilmiştir” diye konuştu.
“Eğer bu genel çerçeve içinde kalırsak ve Genel Sekreter bu çerçevede kararlılık gösterirse, bize göre Berlin’de iki liderin siyasi iradesiyle beşli konferansın önü açılabilir”.
“Berlin’de ne olacağı iki tarafın göstereceği siyasi iradeye ve Genel Sekreterin BM müktesebatı konusunda yaptığı açıklamaları desteklemesine bağlı”. “AKEL ile ortak arzumuz, beşli konferans için kapıyı açmak amacıyla Berlin’de yardımcı olmak”.
Referans şartlarının Berlin’deki üçlü mü yoksa beşli konferanstan sonra mı kesinleşeceği sorusuna Kiprianou, kendilerinin ne yetkili ne de BM ile plan konusunda istişarelerde bulunan kişiler olmadıklarını belirterek “Sayın Anastasiades ve Sayın Akıncı’nın üçlü görüşmede referans şartları konusunda anlaşsalar bile, beş taraflı bir konferansın doğrulanmasına ihtiyaçları var” dedi.
“Gerek Berlin görüşmesinde gerekse beşli konferansta herkesin bağlı olması gereken çerçeve çok nettir” diyen CTP Başkanı, Genel Sekreterin Crans Montana’dan sonra açıkladığı süreç metodolojisini tekrarladı ve bunun bir öncekiler gibi olmadığını, sonuç açık olmadığını ve sonuçlara odaklandığını açıkladı.
“Bu süreç, Genel Sekreterin açıkladığı parametrelere uygun olarak siyasi eşitlik içermektedir. Bu nedenle üçlü ve beşli görüşmeden sonra ortaya çıkacak referans şartları bunun üzerine inşa edilmelidir”.
“Türkiye, bu döneme ilişkin açıklamaları ile üçlü ve beşli görüşmeye destek beyan ediyor. Kendisinin de tarif ettiği genel çerçeve, 30 Haziran Guterres çerçevesini de içermektedir ki burada bulunan güvenlik ve garantiler konusu garantör güçler arasında tartışılmalıdır. Bu nedenle, referans şartlarının son dokunuşu beşli görüşmede yapılacak”.
Türkiye’nin tutumu ve Kıbrıs Rum toplumunda çözüm modeline Türkiye’nin müdahale edebileceği konusunda var olan endişeyle ilgili soruya AKEL Genel Sekreteri bu konunun CTP temsilciğiyle de tartışıldığı ve görüş teatisinde bulunulduğu yanıtı verdi ve “bir fikir edinmek için önce beşli bir görüşme olup olmayacağını ve Türkiye’nin tutumunun ne olacağını görmeliyiz” dedi.
“Biz, olumlu bir tutum sergileyeceklerini ve müzakerelerin başlaması için referans şartlarının belirlenmesi için işbirliği yapacaklarını umuyoruz. Bizimle ilgili olarak, tartışmalar için, BM kararlarının da belirttiği şekliyle, iki bölgeli, iki toplumlu ve siyasi eşitliğe dayalı federasyon bir müzakere temeli var”.
Tufan Erhüman kendi tarafından, “Crans Montana’dan sonra, gevşek bir federasyon, merkezi olmayan, konfederasyon, iki devlet gibi basında da çıkan çeşitli çözüm modellere şu an değinmek istemiyorum” dedi.
“Önemli olan Genel Sekreterin tarafların geçmişte başarılan görüş birliklerini ve Güvenlik Konseyinin çözüm parametreleri kararlarını ve siyasi eşitliği korumaları gerektiği yönünde açıklamada bulunmasıdır ki bunlar da tartışılacak olan konunun iki bölgeli, iki toplumlu federasyon olduğunu gösteriyor”.
“Türkiye, Crans Montana’dan sonra çeşitli çözüm modellerinden söz edildiği için, nelerin tartışılacağının açıklık kazanmasını istiyor”.
AKEL ve CTP Berlin’deki üçlü görüşmeden sonra yeniden bir araya gelme ve sonuçları değerlendirme ve Kıbrıs sorunun çözümünü ilerletmek için yapılacak eylemleri tartışma konusunda anlaştılar.
Andros Kiprianou, “Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi ve halkının barış ve refah içinde yaşaması yönünde çalışmak iki partinin vatani görevidir” dedi.
CTP Başkanı ise son olarak “Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz” dedi.