‘Hayallerimden birisi uluslararası alanda bizi tanıtacak bir Kıbrıs filmi çekmek’

‘Hayallerimden birisi uluslararası alanda bizi tanıtacak bir Kıbrıs filmi çekmek’

Selda İÇER-Haber Kıbrıs

Galip Gültekin

Bu hafta sizleri Kıbrıslı yapımcı Galip Gültekin ile buluşturuyoruz. Galip Gültekin’in  fantastik komedi olan Keloğlan filmi, 7  Eylül’de vizyona giriyor. 40 yıl sonra fantastik, Harry Potter tadında bir Keloğan ile tanışacağımız bu filmde, çevreci ağırlıklı mesajlar veriliyor. Ünlü çocuk masalı Keloğlan’ın bu modern uygulamasında Keloğlan, arkadaşlarıyla birlikte çok sevdiği Cankız’ın çağrısına uyarak ormandaki hayvanların varlığını tehdit eden güçlere karşı mücadele veriyor. Leymosun’da izlediği filmlerden etkilenerek bugün sinema sektöründe yer alan Galip Gültekin ile Lefkoşa’da keyfli bir sohbet gerçekleştirdik. Kıbrıs ile ilgili uluslararası camiada ses getirecek ve adanın tanınmasında büyük katkısı olacak bir proje yapmanın büyük bir hayali olduğunu anlatan Gültekin, bu konuda Kıbrıslı işadamlarının ülke adına korkmadan olmasını istedi. Son olarak Kıbrıs’ta çekilen “Seni Seviyorum Adamım” filmine imza atan Galip Gültekin, Keloğlan filmi konusunda iddialı konuşuyor. İşte detaylar….

“Seni seviyorum adamım” filmini Kıbrıs’ta çektik

SORU:Öncelikle sizi kamuoyuna biraz daha yakından tanıtmak istiyoruz.

GÜLTEKİN: Benim kanımda Kıbrıslılık akar. Hatta benim arkadaşım benim için “Kıbrıs aşığı” der. Gerçekten de öyleyim.Her ne kadar uzun yıllardır Türkiye’de yaşasam da benim doğduğum, büyüdüğüm, kendi kültürümün içindeki bütün o insancıl ve sevgi dolu duyguyu burdan aldığımı da bilirim. Kıbrıs’ın bana verdiği en güzel değerlerin bunlar olduğunu bilirim. O yüzden attığım her adımda da Kıbrısla ilgili birşey paylaşmak istiyorum.Kıbrıs’a geldiğim zamanlarda heyecanlanıyorum. Bundan birkaç sene önce de Kıbrıs’ta biliyorsunuz bir aşk filmi çektim. İkinci filmim bir korku filmi idi, hatta bana yapımcılar dediler ki, “Kıbrıs’ta korku filmi izlemezler”. Ama ben, “Olsun, hiç değise tanışmış olurlar diyerek “Cin Kuyusu”nu burada gösterime soktum. Sağolsun Kıbrıslılar da filmi izleyerek, ne kadar korku filmi sevilmese de burada iyi bir izleyici kitlesi yakalamamızı sağladı.

Keloğlan filmi yakında sinemalarda olacak

SORU:Şu anki yeni projeleriniz nelerdir?

GÜLTEKİN: O tarihlerden sonra “Keloğlan” filmi çekmek için bir çalışma yapmıştım.2015 yılından bu yana da Keloğlan filminin hazırlıkları devam etti. Sinema filmi  yapmak kolay değil.Çok uzun soluklu bir iştir. Finansıyla, senaryosuyla, ekiple, mekanıyla uğraşmanız gerekiyor. Daha doğrusu, doğru bir konuyu bulup, o konuyu sinemaya koyabilmek için yanlış bir adım atmamalısınız.Ben özellikle yaptığım işlerde bir mesaj vermek isterim. Bu, beni heyecanlandırıyor, mutlu ediyor. Bir de Kıbrıslılıktan gelen duygusal tarafımız çok fazladır. O nedenle film çalışmalarımda güzel ve iyi şeyleri aktarmak isterim. Bu da bana ciddi şekilde heyecan veriyor. Keloğlan uzun yıllardır yaklaşık 40 yıldır Rüştü Asyalı’dan sonra yapılan ilk Keloğlan filmi. 40 yıl sonra topluma bir Keloğlan filmi sunmanın tahminimizden de çok önemli olduğunu yaptğımız kamuoyu çalışmasında gördük. Keloğlan’ın en önemli özelliği biliyorsunuz saf ve temiz bir anadolu çocuğu olması. Kentlerin tabii git gide büyümesi ile birlike insanların bir birleri ile iletişimleri, bağları gittikçe kopuyor. O kopan bağlar karşısında insanoğlu saf ve temiz duyguları bulduğu zaman da iyi hissediyor. Bizim Keloğlan’ı çekme isteğimiz de bundan kaynaklandı.

Harry Potter tadında Keloğlan

SORU: Nasıl bir Keloğlan göreceğiz filmde?

GÜLTEKİN: Biraz farklı bir Keloğlan yapmak istedik. Değişik birşey olsun. Sinemada çok rekabet var. Düz bir film yapmayalım dedik ve biz Keloğlan’ı biraz fantastik, Harry Potter tadında anlatttık. Yani, hayal dünyasını, masal dünyasını biraz efeklerle, animasyonlarla süsleyerek anlattık. Eylül ayında vizyona girecek. Oyuncular, Kaya Akkaya oynuyor Emir karakterini. Attila Türkyılmaz, Keloğlan’ı oynuyor. Atilla Mimar Sinan Lisesi’nde lise son öğrencisi idi. Bir yıldır da Keloğlan’ı oynayan bir çocuk. Gerçek bir Keloğlan karakterini yakaladık, tipi ile her şeyi ile. Can kızı da Yağmur Ün oynuyor. Yağmur Ün’ü de dizilerden tanırsınız. Tijen karakterini de Asuman Dabak oynuyor. Ana karakterler bu isimlerden oluşuyor.

Çevreci bir film

SORU: Filmi izledikten sonra insanlar kendilerini sorgulayabilecek mi, saflıklarını kaybetmeleri konusunda?

GÜLTEKİN: Şimdi biz genelde şöyle sorguluyoruz artık insanları, “ Ben bunu yapar mıydım?”  Bu hep kendimize sorduğumuz bir olay. Bu filmde de Keloğlan’ın girmiş olduğu maceralar sonucunda, “o kadar maceraya biz girer miydik” dersiniz. Girersiniz, çünkü Keloğlan Can Kız’a olan aşkı ile hareket ediyor. Çok ağırlıklı çevreci bir film, çevre duyarlılığı olan bir film. Bugün hayvanlara olan sevgi ve hayvanları koruma gerektiği toplumlarda gelişti. Hiç değilse insanların kendi kendilerini korumasıyla birlikte, hayvanları da koruması gerektiğini artık insanlar da anladılar. Bizim de zaten vermiş olduğumuz mesaj, hayvanların korunması. Keloğlan da hayvanların korunması için mücadele veriyor.

Sinema aşkım Leymosun’da başladı

SORU: Sizin sinema ile tanışmanız nasıl oldu?

GÜLTEKİN: Biz Limasol’da sinema ile büyüdük. İki tane sinema vardı bizde Taksim ve Şahin Sinemaları. Bir de Akdenizliler olarak bizler inanılmaz hayalciyiz. Sinema da o hayali gerçekleştiriyor. Ben 1980’lerde TRT’de çalıştım. 80’li yıllarda başlıyor benim televizyon ve sinema ile olan ilişkilerim. Sinema o yıllarda kötü durumdaydı, birçok kez denedik aslında sinema yapmayı ama 2000’li yıllarda sinemanın yükseliği ile birlikte sevdiğim, yapmak istediğim sinemayı yapmaya başladım. İyi gidiyor herşey. Kıbrısla ilgili de projelerim var. Birkaç kez bunun görüşmelerini yaptım. Ama Kıbrıs’ın gördüğüm kadarı ile sinema ile ilgili alt yapısı hazır değil. Sinema yapmak için inanmanız lazım.

Dizi filmler, belgeseller, sinema filmleri

SORU: Bugüne kadar hangi projelere imza attınız?

GÜLTEKİN: Ben yaptığım diziler, belgeseller var.Kıbrıs ile ilgili yapmış olduğum belgesel var,Yeşilhat diye.Özellikle Kıbrıs’ın bölünmüşlüğünden sonra iki halkın bir araya gelmesini anlatan bir belgesel yaptım. Yine, Almanya’da yaşayan insanların göçten 50 yıl sonra nasıl bir değişime uğradıklarını anlatan bir film yaptım. Yoğun olarak son 5-6 yıldır sinema filmine odaklanmam.Ondan önce de uzun süre FİYAP’ın, Film Yapımcılar Meslek Birliği Başkanlığı’nı yaptım. O dönemde de sinema ile ilgili de Türkiye’de bir ilke imza attım. Çünkü, Çin’den Montreal’e, Montreal’den bütün Avrupa’ya kadar Türk sinemasını tanıtan festivaller, etkinlikler yaptık. Kıbrıs’ta da bu çerçevede iki etkinlik yaptık. Bu süreçler benim için şöyle önemli. Sinemanın 2001’den itibaren Türkiye’de de yükselişi var. Son on senedir daha artık sinemaya giden bir kitle olmaya başladık. Sinemanın benle tanışması, benim sinemaya girme süreçlerimde, bu 35 senelik süreç içerisinde de inişler, çıkışlarla devam ettik.

Uluslararası çapta ses getirecek bir Kıbrıs filmi hedefim

SORU: Kıbrıs ile ilgili önünüze koyduğunuz projeler nelerdir?

GÜLTEKİN: Ben Kıbrısla ilgili hem dizi hem de sinema projesi yapmak için geldim. Ancak ekonomik olarak şartlar çok kötü ve burada destek veren çevreler de yok. Seni Seviyorum Adamım filmini bugün izlediğiniz zaman Kıbrıs’ta bugüne kadar yapılmamış ve Kıbrıs’ı tanıtma anlamında izleyen insana burası Türkiye midir?, Kıbrıs mıdır, İtalya mıdır diye insan merak ediyor. Demek ki adayı tanıtacak, gerek turizm anlamında, gerek kültür ve sanat anlamında, gerekse anlatılmak istenip de anlatılamıyan birtakım olaylar vardır. Bunları da sinemayla kolay anlatabilirsiniz. Dünya birçok zorlukları sinema ile anlattı. Almanlar, Amerikalılar bu konuda en iyi çalışan ülkelerdir. Burada Kıbrıs mücadelesinde, Kıbrıs’a ait, Kıbrıs’ın yaşadığı ufacık bir hikayenin uluslararası camiyaya ulaşabilecek büyük bütçeli bir hikayenin Kıbrıs’ta yapılması ve “ Bu ada neresidir” diye dedirtten birşey yapılmalıdır. Bugün “Kıbrıs” dediğiniz zaman dünyada çok da bilen yoktur. O nedenle ben her zaman Kıbrıs projeleri konusunda büyük heyecen duyarım. Son kararım ise, bu projeleri ancak ben kendi bütçemle yapabilirsem yapacam, öyle bir bütçe oluşturduğum zaman da adaya dönüp bir film yapmak isterim.

Kıbrıslı yatırımcı filme para vermekten korkmasın

SORU: Son olarak Kıbrıs halkına nasıl bir mesaj verirsiniz?

GÜLTEKİN: Adada farklılık yaratmak istiyorlarsa işadamları sinemeya yatırım yapsınlar, korkmasınlar. Belki bir iki örnekleri var. Türkiye’de bugün en son sinemadan sadece bir tane filmden çok büyük para kazanan yatırımcılar da var. Ama ben adada ticari olarak değil, bu adayı seven insanların mutlaka sinemaya yatırarak, şu kapalı ve zor yaşam içerisindeki güzel adanın dışarıya tanıtımında ne kadarfaydası olacağını düşündüğüm için buna önem vermelerini ve yatırdıkları herşeyin de cidden çok daha yüksek bir getiri ile geri geleceğine inanmalarını isterim.

Benzer Haberler